Türkiye'nin batısı borsada hakimiyetini kurmuş, doğusu ise küskünleri oynuyor. Aracı Kurumlar Birliği'nin Takasbank verilerinden derlediği 2003 sonu itibariyle hisse senedi yatırımcı profili ilginç sonuçları ortaya koyuyor. Verilerin bir bölümünü dün yayımladık. Kişisel yatırımcı, kurumsal yatırımcı dağılımında İMKB'nin öylesine dengesiz bir piyasa olmadığı ortaya çıkıyor. Piyasanın yarısına sahip yabancıların kurumsal olarak piyasada varlıkları yerli kişisel yatırımcıları dengeliyor. 1 trilyondan veya 720 bin dolardan büyük porföy sahibi hesap adedi 1.585 olarak görülüyor ve bu piyasanın yüzde 70'ine hakim. Ancak 1.585 hesap içinde piyasanın yarısını elinde bulunduran yabancı yatırımcılar ile yerli kurumsal yatırımcılar var. Yatırım fonlarının da 100 binlerce katılımcısı bulunuyor.
Batı Türkiye'nin borsası- Hem yatırımcı sayısı hem de bu yatırımcıların sahip oldukları portföy büyüklüğü açısından ilk 10 ili çıkarttık. Büyüklük itibariyle 11. sırada gelen Kayseri'yi de buna ekledik. Çünkü Kayseri'nin ilginç bir özelliği var. Bir kere Ankara'nın doğusunda yer almasına karşılık kayda değer bir hisse senedi yatırımcısı il. Daha da ilginci İstanbul'dan sonra ortalama portföy büyüklüğü bakımından Türkiye'nin ikinci ili. İstanbul'un bu konudaki büyüklüğü tartışılmaz. Sermayenin ve sermayedarın ve borsanın merkezi. Kayserili'nin iş dünyasındaki becerikliliği ve tasarruf düzeyinin yüksekliği borsada da ortaya çıkıyor. Bitişikteki tablodan da görülebileceği gibi, Kayseri kişi başına 7 milyar liralık yatırımla İstanbul dışındaki bütün illeri geride bıraktı. Kayseri'den sonra ortalama portföy büyüküğü bakımından üçüncü sıraya Bursa yerleşiyor. 10 ildeki yatırımcılar Türkiye'deki toplam yatırımcıların yüzde 70'ini oluşturuyor. Bu yatırımcıların sahip oldukları portföy ise toplam piyasanın yüzde yüzde 82.6'sına denk geliyor. Bu anlamda 10 il hemen hemen borsanın tamamı demek. Yatırımcı ve sermayenin tabana yayılması açısından bakıldığında İstanbul Borsası bir anlamda Batı Türkiye'nin borsası olmuş.
Doğu borsaya küskün- Ankara'nın doğusundaki durumu yine bitişikteki tablo ortaya koyuyor. Az da olsa borsaya girenler küsmüş ve çekilmiş. Hesaplarını kapatmamışlar ama bu hesaplarda işlem yapmıyorlar, bakiyeleri yok. Sıfırlamışlar. Bir anlamda bunlara borsa küskünü de diyebiliriz. Tablodan görülebileceği gibi, bakiyesiz hesap sayısının bakiyeli hesap sayısını geçtiği, yani küskün oranının yarıyı geçtiği illerin başında Doğu ve Güneydoğu'daki sınır illeri geliyor. 10 ilin 8 ili sınır illeri. Bir anlamda İMKB'ye en uzak yerler. En başında da Hakkari geliyor. En ilgi çekici sonucu ise gelişmişlik sıralamasında Türkiye'nin ilk 10 ili arasına giren Gaziantep'in küskünlük sıralamasında yüzde 58 ile ikinci olması. Bu illerde borsadan uzaklaşma, bir ölçüde kamu görevlilerinin ve özellikle askerlerin tayini sonucunda olmuş da olabilir. Çünkü askerlerin borsa yatırımcılığına yatkınlık açısından toplum kesimleri arasında en önde geldiği gibi bir gözlemimiz var.
Gözden ırak gönülden ırak- Veriler, İMKB'den fiziken uzaklaştıkça hisse senedine yatırım eğiliminin zayıfladığı gibi bir sonuç ortaya çıkarıyor. Bunun elbette gelir düzeyi, tasarruf düzeyi ve tasarrufları değerlendirme alışkanlıkları ile yakından ilişkisi var. Ancak ne olursa olsun, Ankara'nın doğusunda doğru dürüst borsa yatırımı olmadığı bir gerçek. Bu haliyle İMKB, Batı Türkiye'nin borsası olarak kalmaya aday. Bu durum, hem İMKB'nin hem de ekonominin ve Türkiye'nin önemli bir sorunu.
-Sonuç- "Bir okka turp, neye tuttursan tut" Türk Atasözü