|
|
İstanbul Yaklaşımı'ndan sonra gerçek yapılandırma yaklaşımı
İstanbul Yaklaşımı, 2001 krizinden sonra zor duruma düşen şirketlerin borçlarını alacaklı bankalar tarafından yeniden yapılandıran Finansal Yeniden Yapılandırma Programı'nın adıydı. 2002 Temmuz ayında başlayan İstanbul Yaklaşımı'na Şubat 2004 sonuna kadar 321 başvuru yapıldı. 217'si büyük, 104'ü küçük şirketler toplam 47 bin 624 kişi çalıştırıyor. 321 şirkette 4 milyar 945 milyon dolar yeniden yapılandırmaya tabi tutuldu. Şirket sayısının çokluğu ve yeniden yapılandırmaya tabi borcun 5 milyar dolara varması, İstanbul Yaklaşımı'nın amacına ulaştığına yorumlanabilir.
*Farkı nerede?- Ancak bu programın bir boşluğu vardı. O da sadece şirketin borcunu yapılandırıyordu. Şirketin kendisini değil. Şimdi İcra ve İflas Yasası ile İstanbul Yaklaşımı daha geniş kapsamda, sadece borçları değil, şirketin de kendisini yapılandıracak şekilde kalıcı hale geldi. 21 Şubat'ta yürürlüğe giren İcra İflas Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, konkordato ve iflastan önce "Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırma"yla şirketleri yaşatmayı ve kazanmayı amaçlıyor. Bitişikteki grafikten görülebileeği gibi, bunu yaparken yeniden yapılandırma sonucunda alacaklıların en az iflas masasından alacağı kadar bir tutarı garanti altına alıyor. İcra, takip ve iflasları kesiyor, gerekirse şirkete yönetici atıyor. Sadece borçları değil, şirketin kendisini de yeniden yapılandırıyor. *Reel sektörün durumu- Yeniden yapılandırma başlangıçta gönüllülük esası taşısa ve alacaklılar tarafından oylansa da, mahkemenin kabülünden sonra projenin uygulanması zorunlu hale geliyor. İstanbul Yaklaşımı'na alacaklı bankalar karar veriyordu. Şimdi asıl kararı hakimler verecek. Üç yıl süreyle geçerli İstanbul Yaklaşımı, 2005 ortasında son bulacak ve sadece 2002'ye kadar verilen kredileri kapsıyor. Şimdi bunun süresi ve kredinin tarihi gibi hiçbir kısıtlaması yok. İstanbul Yaklaşımı, hem zor duruma düşmüş borçlulara hem de alacaklı bankalara nefeslenme payı verdi. Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırma ise uygulamayı bütün Türkiye'ye yayıyor, yapılandırmayı sadece finansal borçla sınırlandırmıyor ve gerçekten şirketin yeniden yapılandırılmasını amaçlıyor. 2001 sonrası yürütülen programın ana amaçlarından biri reel sektörün yeniden yapılandırılmasıydı. Kanun, getirdiği yenilikle bu yönde atılmış önemli bir adım niteliğinde. *Sonuç- "Olaydan sonra herkes akıllanır" Avusturya Atasözü
|