Reklamı ilk gördüğümde henüz OMO Pazarlama Müdürü Zeynep Yalım Uzun'un mektubu ve PR şirketi Ünite'nin hazırladığı dosya elime ulaşmamıştı.
Fakat çıplak gözle dahi görülüyordu. OMO kendini farklılaştırma çabası içine girmişti... Sahilde oynayan ve doğal olarak üstü neşe içinde kirlenen çocukları gösterirken "Kirlenmek güzeldir!" mesajını veriyordu. Hem de duygusal bir anlatım içinde. Başkalarının yaptığını tekrarlamaya iletişim jargonunda 'me too' (Ben de...) deniyor. Bu yaklaşım en sık da deterjan sektöründe görülüyor. "Ben beyaz yıkarım!"... "Hayır ben daha beyaz yıkarım!"... "Olmadı! En beyaz ben yıkarım"...
Bir de testler var. "Denedim! Renklileri en iyi bu yıkıyor!"... "Ben de denedim. Öteki daha iyi yıkıyor!"... Elinde mikrofon kapı kapı dolaşıp hanımlardan test sonuçlarını öğrenen ünlüler... Kasaba meydanlarında test kamyonlarının üstüne çıkıp, çılgınlar gibi sevinen (nedense...) kadınlara test sonuçlarını açıklayan spikerler... Laboratuar sonuçlarını açıklayan bilim adamları... Bazen karıştırıyor hanımlar. "Hangisi hangisinin testiydi, yahu!"...
Bir de üstü kirlenen çocukları; örtüye, üstüne başına bir şeyler döken büyükleri fırçalayan anneler var... Tabii onların yanında bitiveren ve "Aman, üzülecek ne var, kullan şu deterjanı, tüm dertlerin bir çırpıda çözülsün!" diye mutlu sona götüren bayan arkadaşlar...Hele şu sıra bayanlarımız herhalde anneannelerinin çamaşırda kullandıkları beyaz kalıp sabuna deli gibi özlem duyuyorlar. Çünkü pek çok deterjan "Benim içimde beyaz sabun var!" mesajını vermeye başladı...
Hepsi neredeyse birbirinin aynı doku ve lezzette çekilen reklam filmlerinin karşısında izleyicilerin, tabii ki özellikle de erkek izleyicilerin bıkkınlık krizleri geçirdikleri kesindi. Herhalde artık bunu OMO yetkilileri de fark etmiş olmalılar. Ciddi bir iletişim stratejisi değişikliğine karar vermişler. OMO Pazarlama Müdürü Zeynep Hanım hayli iddialı ve kararlı. Yeni bir 'İletişim Platformu'ndan söz ediyor ve yakın gelecekteki planlarını açıklıyor:
"Kampanyayı entegre iletişim platformu anlayışı ile yerel iletişim programları, tüketici etkinlikleri ve sosyal sorumluluk kampanyaları ile de destekleyeceğiz"...Ne dediği, bizim gibi sıradan vatandaşlar tarafından çok net anlaşılmasa da, en azından OMO'nun rakiplerinden farklılaşacağı, bu yaklaşımın kolay taklit edilemeyeceği, çeşitli PR faaliyetleri ile de desteklenerek OMO'nun duygusal mesajının geniş kitlelere yayılacağı kesin.
Yoksa başta biz erkekler yavaş yavaş o birbirinin tekrarı can sıkıcı deterjan reklamlarından kurtulacak mıyız?