| |
|
|
Medya medya olsaydı.. Yani Dördüncü Güç..
Habaş!.. Bu adı duydunuz mu?..Medya medya olsaydı duyardınız.. Kartal'da 9 kişinin ölümü, 27 kişinin yaralanması ile sona eren tanker faciasının sorumlu şirketinin Habaş olduğunu medya yazmadı, söylemedi bile.. Arayıp sorma zahmetine katlanmadıkları için.. Cavit Karakaş, nerdeyse Kartal'ı havaya uçuracak yakıt bombasını bu şirkete ait tankerde taşıyordu.. Şimdi "Bir şöförün hatası, bir şirkete nasıl yüklenir" diyorsunuz.. Benim yanlış bir yazımın bedelini, sorumlu yazı işleri müdürüm ve patronum müştereken ödemiyorlar mı?.. Bu şöförün de bir iş vereni, iş yeri var.. Sorumluluğu paylaşmalılar.. Hem de nasıl paylaşmalılar bakın.. Kartal'ı kana boyayan şöförün adı Cavit Karakaş.. Kaza raporlarına göre, girdiği yol yanlış. Bu yol ağır vasıtalara kapalı.. Tankerde yapılan incelemede söylendiği, iddia edildiği gibi bir fren, ya da debriyaj hatası yok. Kaza tümüyle sürücüden kaynaklanıyor. Peki kim bu Cavit Karakaş.. Sıkı durun.. 1997 ile 2004 yılları arasında 42, yazı ile tam kırk iki trafik suçu işlemiş.. İstanbul Trafik Müdürü Ali Kemal Hanlı'dan rica ettim. Sicilini özetledi.. - 7 defa takograf kullanmamak.. Bu alet, sürücünün çalışma süresini, ne kadar mola verdiğini, kaç saattir araba kullandığını ve yaptığı hızı gösteriyor. Ağır vasıta şöförlerini denetleyen en önemli alet. - 6 defa yasak yollara girmek.. Kartal faciası aynen bundan oldu. - 1 defa, trafik görevlilerinin uyarılarına uymamak. - 4 defa öndeki araçları tehlikeli derecede yakından takip etmek. - 2 defa araçta bulunması gereken zincir, takoz, yangın söndürücü gibi cihazları bulundurmamak. - 4 defa trafik güvenliği ile ilgili yasaklara uymamak. - 2 defa kırmızıda geçmek. - 7 defa hız sınırını aşıp radara yakalanmak. - 1 defa ehliyet taşımamak. - 4 defa bozuk ışıklarla trafiğe çıkmak. - 2 defa aracın hızını düşük yol ve iklim koşullarına göre düşürmemek. - 2 defa sürekli sol şerit kullanmak. Şimdi bunlar yakalandıkları.. Bizde yakalanma oranını bir düşünürseniz, Cavit'in suç sayısı en az bin.. Yani adamın nerdeyse işlemediği trafik suçu kalmamış ve suç işlemeyi adet haline getirmiş.. Peki şimdi böyle birine, hem de yakıt tankeri gibi, dünyanın en tehlikeli, en dikkat, en sorumluluk isteyen aracı teslim edilir mi?.. Edilirse, edenin sorumluluğu olmaz mı?.. Habaş şirketi yetkilileri, Cavit iş için baş vurduğunda, benim 10 dakikada ulaştığım bu bilgilere ulaşamazlar mı?. Bakın.. Habaş diyelim Amerika'da olsaydı ve bu Cavit'e iş verseydi.. Bu kaza da New York'ta olsa, 9 kişi ölse ve 27 kişi yaralansaydı, Habaş şirketi bugün yoktu.. Açılacak milyonlarca liralık tazminat davalarının hepsini kaybeder, biterdi. Şimdi bu ülkede, bu kazada yakınlarını kaybedenler, bizzat kendileri yaralanan, belki de sakat kalanların bir tanesi "Tazminat" davası açtı mı acaba bugüne dek?.. Sanmam.. Açsa dava kaç yıl sürerdi?.. Mahkemeler sonunda kim bilir ne komik paralara hükmederlerdi?.. Bu ülkede yasalar böyle.. Usul yasaları iş uzasın diye yapılmış. Tazminat davalarında kural "Tazminat, alanı zengin etmez.." Böyle yasa mı olur?.. Can gitmiş can.. Canın karşılığı "Zenginlik" diye düşünülür mü?. Öyle bir cezaya hükmedersin ki, ibreti alem olur, bir daha hiçbir Habaş, böyle trafik canilerine tanker teslim etmeyi aklından bile geçirmez.. Peki, nasıl düzelecek bu işler?.. Ya da bugüne dek neden düzelmedi?.. Çünkü bu ülkede "İnsan"a sahip medya yok.. Halka sahip medya yok.. Ülkeye sahip medya yok.. Okuyorsunuz gazetelerde değil mi?.. Dün bizde manşette.. Sapık cani, küçük çocukların ırzına geçti diye kaç bakan istifa etmiş Belçika'da.. Bir ülkede bir rezillik varsa, sorumlusu mutlak vardır. O sorumluyu ortaya çıkarmak, yanlışları düzeltmek de medyanın görevidir. Belçika'da o medya var.. Bizde yok.. Mesele de burda..
|