| |
Liseler resmen iki yıla indi..
Medyaya küçük bir yönetmelik değişikliği olarak yansıdı ama resmen sistemin iflas ettiğinin ilanıydı.. İflasın itirafıydı.. Bakanlık mazeretsiz okula gitmeme süresini 10 günden 20 güne.. Mazeretli süreyi de 20 günden 25'e çıkardı.. Yani lise son sınıfta okuyan bir öğrenci 45 gün okula gitmeyebilir.. Cumartesi-pazarları çıkarın.. İki aydan fazla ediyor.. Yani bakanlık diyor ki.. "Haklısınız, üniversiteye girebilmek için lisede okutulanlar yetmiyor. Dersane şart, özel hoca şart.. Alın size izin.. Okula gelmeyin, dersaneye gidin." Yönetmelik değişikliğinin anlamı bu değil mi? Böylece liseler resmen iki yıla indi.. Üçüncü yıl dersane yılı.. Kimsenin okulu falan gördüğü yok.. Son sınıfta herkes sınava hazırlanıyor.. Son sınıfta görülen derslerden soru çıkmadığı için okulun esamisi okunmuyor.. Herkes okula gitmemek için rapor peşinde koşuyor.. Sistem bu hale geldi.. Bakanlık da bunu resmen kabul etti.. Öğrenciler haklı.. Yarış zorlu.. Her yıl 1 milyon 600 bin genç sınava giriyor.. Geçen yıl 400 bin öğrenci üniversiteye girebilmek için dersaneye gitmiş.. Kabul edelim.. Liselerin yerini dersaneler aldı..1500 dersane var.. 500 milyon dolarlık dev bir sektör oluştu.. Bir tek eksikleri var.. Dersanelerden sorumlu devlet bakanı yok.. O da olsa işlem tamam demektir.. Lise eğitiminin bir işe yaramadığı, geçen yıl yapılan sınavlarda belli oldu.. 2 bin 157 okul birincisi, üniversitenin kapısından giremedi.. Düşünebiliyor musunuz? 2 bin 157 okulda, 2 bin 157 öğrenci çalışmış çabalamış, arkadaşlarını geride bırakmış, birinci olmuş.. Ama bir işe yaramamış.. Hepsi erken yaşta işsizler ordusuna katılmış.. Korkutucu bir sayı değil mi? Biri, ikisi, beşi, onu giremese anlarım.. Yanlış tercih yapmışlardır, basiretleri bağlanmıştır.. Hepsi için 'şanssızlık' diyebilir miyiz? Uzmanlar diyor ki, "Lisedeki eğitim formatıyla ÖSS maratonu örtüşmüyor." Yani dersaneye gitmek şart.. Gitmeyen, üniversiteye giremez.. Peki gidecek gücü olmayan ne yapacak? Kader kurbanı olacak.. Bakanlığı kınamıyorum.. Sistemin iflas ettiğini kabul etmek de erdemdir.. Lise son sınıf öğrencilerinin ikinci yarı okula gitmemesine göz yumuluyordu.. Yönetmelikle fiili durum yasal hale getirildi.. Ama bu böyle gitmez.. Bakın.. İlköğretimi bitiren bir çocuğun yaşamı sınavla, stresle geçiyor.. Biri bitmeden diğeri için hazırlanmak gerekiyor.. Çalış Allah çalış, koştur Allah koştur.. Görüyorum; çocukların, gençlerin bütün haftasonları dersane kapılarında geçiyor.. Kimi Anadolu liselerine hazırlanıyor, kimi üniversiteye.. Peki bütün bu çabaların sonunda ne oluyor? Bu sorunun yanıtı daha da ürkütücü.. Çünkü üniversiteye giden hayal kırıklığına uğruyor.. Çünkü sadece liseler değil, üniversiteler de dökülüyor.. Alınan diploma hiçbir işe yaramıyor.. Üniversite mezunları arasındaki işsizlik oranı yüzde 25.. Her dört gençten biri işsiz kalmak için okuyor.. Peki hiç iyi okul yok mu? Olmaz mı? Ama sayıları çok az.. Zaten bütün yarış da bu yüzden.. Sadece o okullara kapağı atan geleceğe umutla bakabiliyor..
|