|
|
|
|
|
|
Baba olma kararı
Çocuk sahibi olmak kadın ve erkeğin ortak kararı olmalı. Kimse kimseyi istemediği halde anne ya da baba yapamaz.
*** Zorla baba olunmaz
Her hafta yazılarımdan sonra birçok e-posta alıyorum. Ama geçen haftaki yazımdan sonra gerçekten çok enteresan yazılar aldım. Giden-gitmeyen ilişkilerini yazanlar, kadınlardan- erkeklerden yakınanlar yani bol miktarda ilişki zedeler vardı. Bunların arasında da bir tanesi çok ilginçti ve paylaşmak istedim. Efendim bir erkeğin 3 senedir devam eden bir ilişkisi varmış. Ufak tefek hayati olmayan anlaşmazlıklar dışında bu ilişki gayet iyi gidiyormuş. Son bir senedir de evlenmeden önce iyice emin olmak için beraber yaşamaya karar vermişler.
Her ilişki gibi bu da güven üzerine kurulu olduğu için bu erkek tabii ki kız arkadaşına fazlasıyla güveniyormuş. Ve sevgilisinin doğum kontrol hapı kullandığını sanıyormuş. Bundan 5 ay önce kız arkadaşı birden bire değişmiş. Surat asmalar, sessiz sessiz ağlamalar, birtakım problemli davranışlar baş göstermiş. Erkeğin ısrarlı soruları, ne olduğunu anlamaya çalışması sonucu büyük sürpriz ortaya çıkmış. Meğer kız 2 aylık hamileymiş. Esas oğlan bu haber karşısında şok olmuş. Buna daha hazır olmadığını, evlendikten sonra bile bir müddet yani evlilikleri oturana kadar çocuk istemediğini anlatmış. Kız bir türlü ikna olmamış. O istemese de bu çocuğu yapacağını, icap ederse tek başına büyüteceğini söylemiş. Yani esas oğlan ne yaptı ne ettiyse kızı ikna edememiş ve kız "Madem bu çocuğu istemiyorsun ben de hayatında olmak istemiyorum" deyip çocuktan ayrılmış.
GÜVEN SORUNU Şimdi bu erkek de e-postasında inanılmaz acı çektiğini, kendini aldatılmış, tuzağa düşürülmüş hissettiğini, ne yapacağını bilemediğini yazıyor. "Hep erkekleri, sperm babalarını falan suçluyorsunuz. Siz kadınlar hiç değilse anne olup-olmama hakkınıza kendiniz karar veriyorsunuz. Kazara hamile bile kalsanız, istemediğinizde çocuktan kurtuluyorsunuz. Baba olmaya karar verme hakkımız yok mu? Kadınlara güvenmekle hata mı ediyoruz?" diyor.
Şimdi okuyucuların bir kısmının diğer yazılarımda olduğu gibi hemen atlayıp "Efendim, burası Türkiye. Beraber yaşayanlar madem bunu göze aldılar, o zaman adam da çocuğuna ve kadına sahip çıksın" dediğini duyar gibiyim. Beraber yaşayıp, yaşamamak insanların tamamen birlikte aldıkları bir karar. Birliktelikte taraflara belediyenin çöpçatanlığı olmasa bile kendi kendilerine yazılı olmayan bir centilmenlik anlaşması yapıyorlar. Bu anlaşmanın en önemli kuralı da güven. Çocuk sahibi olmak da iki kişinin ortak kararı olmalı. Kimse sizi zorla anne yapamayacağı gibi, sizin de kimseyi zorla baba yapmaya hakkınız yok. Güven ve saygının tamamen kaybolduğu, erkeğin her zaman tuzağa düşürüldüğü hissiyle yaşadığı bir yaşam sizce ne kadar doğru? Adama "korunuyorum" diye yalan söylemeye, onun rızasını almadan böyle bir şey yapmaya hiç hakkınız yok.
Valla e-posta sahibine verilecek bir tavsiye de yok gibi, çünkü atı alan Üsküdar sınırını çoktan geçmiş. Ne diyim, e be oğlum "Sen de kadınlara güvenmeyip kendi önlemini alsaydın" desem ne olacak. Bu durumda yani bu hayati durumda tamamen senin kararın önemli. Ben olsaydım şöyle yapardım, diye bir şey yok. Çünkü olayı kabul etsen de etmesen de biliyorum ki çok büyük haksızlık, ama bir yerlerde sana ait bir çocuk yaşayacak. Otur düşün, demekten başka çarem yok. Şimdi birileri yine bana "Türkiye'de bu kadar önemli sorun varken bunlara mı kaldık" diye e-posta gönderecek. Ben politika, ekonomi yazmıyorum. Onları yazan bu işin erbabı yazarlarımız var zaten. Ve hepimiz bunlarla yani Türkiye problemleriyle geriliyoruz zaten. İlişkiler de hayatımızın, itiraf edelim ki hem de çok önemli bir parçası. Ben de müsaade ederseniz bunları yazayım, olur mu?
Ayşe Brav
|
|
|
|
|
|
|
|
|