| |
|
|
Lütfü Kırdar'da bir gurur gecesi
Sabah genç yaşına rağmen hep iz bırakan bir gazete oldu. İlklerin, tabu yıkmaların, yeni ses yeni nefeslerin, ataklığın, cesaretin, aklın, pratik gazeteci zekının boy verdiği kıpırdak, çevik, ele avuca sığmaz bir gazete oldu hep. Ne mutlu ki makinenin ağzından Sabah logosuyla çıkmış ilk gazeteyi de, bugün, şu anda elinizde tutup okuduğunuz o gazeteyi de kadrolu bir eleman olarak görebilmiş çalışanıyım bu gazetenin. Yani bir bakıma; ana rahminden dünyaya düştüğünden, heybetli bir delikanlı oluşuna kadar, yanı başında olup, her evresini yaşadım Sabah'ın... Et-tırnak öyküsü Bu gazete izler bıraktı deyişim kendi kuruntum, bireysel böbürlenmem değil. En güçlü rakiplerimize bile sorsanız bu hakkı teslim eder zaten. Daha da önemlisi Türk okuru Sabah'ın kendisine sunduklarına karşı, vefayı ve teveccühü en zor dönemlerimizde bile etini tırnağımızdan ayırmayarak göstermiştir. Ahalinin gözü önünde İşte geçtiğimiz gece de, yine bir kocaman, yine devasa bir iz bırakışın mimarı oldu Sabah gazetesi. Yılın sporcularını hilesiz, hurdasız, muvazaasız bir biçimde ayan beyan, şeffaf, demokrat biçimde seçti seçtirdi. Kimseciklerin objektifliğine, liyakatine hınk edemeyeceği dev jüri, ahalinin gözü önünde oyladı ve işte birinciler dedi. Şatafatsız, tantanasız, mütevazı bir organizasyonla ama ciddi, tutarlı, mert bir yapılanmayla kotardı bu işi Sabah. Gelenekselleşeceği ve Sporun Oskarları olacağı daha ilk etkinlikte belli olan bu ödül gecesine gelen yolda akını, emeğini, deneyimini, becerisini, sevgisini teyellemiş her kademedeki herkesi yüreğinden öpmek zamanıdır. Ama izninizle en başta gencecik bir kardeşimizi, Spor Müdürümüz Altan Tanrıkulu'nu ve ekibini iki kez öpmenin de tam sırasıdır. Helal size kardeşler...
|