Moratoryumun eşiğinden üç yılda Avrupa kapısına
19 Şubat'ı herhalde Türkiye 10 yıllar boyunca unatamayacak. Üç yıl önce Cumhurbaşkanı ile arasındaki tartışmayı Başbakan "Bu ciddi bir devlet krizidir" diye aktarınca kıyamet koptu. Piyasalar alt üst oldu. Herkes Hazine'nin sonraki gün 3.9 katrilyon liralık iç borç geri ödemesini (5.7 milyar dolar) nasıl karşılayacağını düşündü. Sonuçta korkulan oldu. Hazine'nin 700 trilyon liralık (1 milyar dolar) açığı oluştu. Ödemenin yapılamaması Türkiye Hazinesi'nin moratoryum ilan etmesi demekti. Böyle bir ortamda ne bankalar, ne de piyasalar ve ekonomi ayakta kalırdı. Tıpkı bir yıl sonra Arjantin'de yaşananlarda olduğu gibi. 3İmdat telefonu- İşte böylesine bir kritik anda dönemin Hazine Müsteşarı Selçuk Demiralp, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'i aradı ve 700 trilyonun ödenmesi için yardım istedi. O zaman Merkez Bankası Kanunu buna olanak tanıyordu. 700 trilyon derhal ödendi, Hazine moratoryum ilan etmekten, Türkiye ekonomisi de batmaktan kurtuldu. 3Kura hücum- Ancak Hazine itfasından dönen para dövize akmaya başladı. Hazine'nin Merkez Bankası'ndan çektiği para 3.5 milyar dolara çıktı. Merkez Bankası üç günde rezervlerinden 5.1 milyar dolar satmak zorunda kaldı. Krizin üçüncü gününde hükümet ve Merkez Bankası IMF'nin de zorlamasıyla dalgalı kura geçti. TL, dolar karşısında yüzde 55 devalüe edildi. 22 banka battı. 3Yeni program- 14 Mart 2001'de açıklanan yeni ekonomi programı ile önce istikrarın sağlanması, ardından ekonominin yeniden inşası ve büyümeye geçiş hedeflendi. İstikrar 2001 sonuna doğru iyice yerleşti. IMF'den kullanılan kaynak miktarı da 30 milyar doları buldu. Türkiye ekonomisi 2001'de 9.5'lik küçülmeden sonra 2002'de yüzde 7.8'lik büyümeye geçti. İstiktarın en önemli göstergesi enflasyon büyük ihtimalle şubat ayında tek haneye inecek. Türkiye 30 yıllık aradan sonra ilk kez tek haneli enflasyon ile tanışacak. 3Hayata dönüş- Dün açıklanan İstanbul Sanayi Odası'nın yılda iki kez yaptığı durum tesbit anketinde 2004 sonunda AB'nin Türkiye'ye müzakere tarihi vereceğine sanayicilerin yüzde 69 inanmıyor, yüzde 31'i inanıyor. Ancak, kriz sonrasının dördüncü yıla girerken Türkiye ekonomisinin hayata dönüşünü AB heyecanı ile daha da kuvvetlendirdiği bir gerçek. Üç yılda ekonomi iflasın eşiğinden dönerken, şimdi AB heyecanı ve yeni yapısı ile güçlü bir geri dönüş ve iyileşme yaşıyor. Hükümetin dış politikaya odaklanmasından dolayı ekonomide yapısal önlemleri unutmaması halinde bu güçlü iyileşmenin sürmemesi için herhangi bir neden yok. 3Sonuç-"En felaketli olaylardan bile iyi sonuçlar doğabilir" Sophokles
|