| |
|
|
Kurban Bayramınızı kutlarım...Ben bir hafta tatil yapıyorum!
Bu Kurban Bayramı tatilini ve sonraki günü, yurtdışında geçireceğim. Dolayısıyla, bu sütun bir hafta tatil yapacak. Nadir Nadi yazılarına ara verdiği dönemlerde, "pillerimi dolduruyorum" derdi. Ben de, önümüzdeki bir hafta boyunca pillerimi doldurmaya çalışacağım. Sıcak bir iklime, Hindistan'ın güneyindeki Maldivler'e gidiyorum. Bu, üçüncü ziyaretim olacak Maldivler'e. Mercan adalarından oluşmuş bir arşipel devlet Maldivler. Toplam 1190 ada var. Bu adalardan 200'ünde Maldivliler yaşıyor. 80 adada da turistik tesisler var. Bu ada devletin nüfusu 320 bin. Yüzölçümü 300 kilometre kare. Önce Hollanda'nın, sonra da İngiltere'nin sömürgesi olmuş. 1965'te bağımsızlığa kavuşmuş. Adalar deniz seviyesinde olduğu için, 21'inci yüzyılın ortalarına doğru, küresel ısınma sonucu deniz yükselince, Maldivler'in haritadan silinmesi ihtimali çok fazla. Bir İslam cumhuriyeti bu. Bir şeriat devleti. Ülkeye girerken, yanınızda alkollü içki varsa, gümrükte el koyuyorlar. Ancak, uluslararası turizme açılmış adalardaki tesislerde, alkollü içki de var, üstsüz güneşlenen hanımlar da. Tropik bölgede olduğu için, sürekli bahar, sürekli yaz yaşanıyor. Denize gözlükle daldığınız zaman, rengarenk balıklarla ve mercan kayalarıyla süslenmiş, müthiş bir akvaryumla karşılaşıyorsunuz. Maldivler'de siyaset var ama, muhalefet yok. Mamuun Abdül Gayyam, 1978'den beri Başkan. Son kez 2003'te, oyların yüzde 90'ını alarak, yine seçildi. Özetle, Türkiye'ye hiç benzemeyen, hiçbir uluslararası anlaşmazlığa taraf olmayan, hiç kar yağmayan, yolları tıkanmayan turistik bir ülkede geçireceğim bir haftalık tatilimi. Her gün 5-6 saat denize gireceğim. Yanıma okumam gereken bazı kitapları aldım. Örneğin Selim İleri'nin Doğan Kitaplar'dan çıkan "Kamelyasız Kadınlar"ını, Ahmet Kahraman'ın "Evrensel Yayın"dan çıkan "Kürt İsyanları"nı, Osman Cemal Kaygılı'nın "Selis Kitaplar"dan çıkan "Köşe Bucak İstanbul"unu... Bu arada "Tarih"in devam eden bir süreç olduğunu çok güzel vurgulayan bir başvuru kitabı da, hep yanımda olacak. Richard Overy'nin "The Times" tarafından yayınlanan "History of the 20'the Century"si de, benimle birlikte Maldivler'e gidiyor. Tatilde, çok yakın arkadaşlarımızla birlikte olacağız. İçlerinde, tavla oyununda iddialı olanlar da var. Hatta bazılarının, zaman zaman, "tavla bir şans oyunu değil, bilgi oyunudur" dediklerine bile tanık oldum geçmişte. Bu nedenle, Hint Okyanusu'na açılan kumsallarda, "Neredesin düşes" diye Türkçe feryatların yükseldiğini de, galiba duyacağım. Maldivler'e nasıl gidildiği meselesine gelince. İstanbul'dan uçağa binip, dört saat sonra Dubai'de oluyorsunuz. Ondan sonra da, uçak değiştirip 3 saat uçuyor ve Maldivler'in başkenti Male'ye varıyorsunuz. Eğer gideceğiniz ada, çok güneyde ise, bir deniz uçağı ile bir saat kadar daha uçup, hedefinize varıyorsunuz. Yakın bir ada ise, deniz araçları sizi alıp, götürüyor. Özetle, siz sayın okurlarım bu satırları okurken, ben ya havuzda, ya suda olacağım. Ford'un ve Chrysler'in efsanevi yöneticisi İacocca, "Hiç tatil yapacak vaktim yok" diyen meslektaşlarını eleştirirken, "Kendi hayatını düzenleyemeyen bir kişi, bir şirketin hayatını nasıl düzenleyebilir" demişti. Ben de, kendi hayatını düzenleyemeyen bir kişi olarak, bir yıldır ilk kez yazılarıma ara vermekten ötürü heyecanlıyım. İnşallah, bir haftada unutulmam.
|