| |
|
|
İşte Türkiye'nin acı gerçeği..
"Vurun kahpeye" diye en çok bağıranlar, kendi suçlarını en çok gürültüye getirmek isteyenlerdir.." Zümrüt Apartmanı müteahhitini, yargısız infazla linç edenleri anlatmıştım dün.. Bir binanın çökmesinden sorumlu olanları saymış ve "Sonunda kahpeye vuracak masum el kalmıyor" demiştim.. Yığınla e-mail geldi.. Bir inşaatın başından sonuna nasıl baştan savma, nasıl para ve rüşvet karşılığı, bina yerini bile bilmeden onaylandığını anlatan.. Bunların içinden birini seçtim. Çünkü adı ve sanı ile yazıyordu. Yer ve zaman bildirerek yazıyordu. Alnı açıktı. Korkusu yoktu.. Vuslat Varol Çolakoğlu, Ordu'nun 80 bin nüfuslu ilçesi Ünye'de çalışan bir Belediye Mühendisi.. Çolakoğlu'nun yazısının her satırını ibret ve dehşetle okuyacaksınız..
*** 9 sene önce Ünye Belediyesinde çalışmaya başladığımda bana verilen görev, serbest çalışan inşaat mühendislerinin belediyeden ruhsat almak için hazırladığı dosyaların statik proje ve hesaplarını incelemekti. Dosyaların çoğuna baktığımda gözlerime inanamadım, çünkü statik proje değil de bakkal defteri gibiydi sanki herşey. Çizimler düzensiz, statik hesaplar yanlış, başka bir binanın statik hesabı fotokopi çektirilip her dosyaya konmuştu. İnsan kendisine ve mesleğine bu kadar mı saygısız olur? Tabii hiçbir projeyi onaylamadan geri gönderdim. Bunun karşılığında ağır hakaretler gördüm. Çünkü benden önce statik kontrolle görevli meslekdaşlar projenin kapağını açmadan imzalamaya alıştırmıştı onları.. Böyle bir durumla ilk kez karşılaşıyorlardı. Direncimi ağır hakaretlerle kıramayınca serbest çalışan inşaat mühendisleri toplanıp beni belediye başkanına şikayete gittiler. Belediye başkanını projedeki yanlışları göstererek ikna ettiğim için başarılı olamadılar, yani beni görevden aldıramadılar. Yıldırma politikasına geçiş yaptılar. 20 tane eksiği olan projenin hatalarının bir tanesini düzeltip geri gönderdiler. Ben yine imzalamadım. Bu şekilde dosyalar defalarca gitti geldi ve dosya yığınları oluştu. Ruhsat için bekleyen vatandaşlara hedef gösterildim. Eksik evrak yüzünden ruhsat vermediğim vatandaşlar silahla belediyeyi bastılar. Gördüm ki serbest çalışan mühendislerin çoğunun proje hazırlamakla ilgileri bile yok. Yanlarında çalışan eğitim görmemiş gençler eski projelere bakıp bir şeyler hazırlıyorlar, projenin kapağını da mühendise imzalatıyorlar. İncelemek için belediyeye gelen projelerde de eksik bulduğumda "Bize yeniden diploma mı vereceksin? Sen kim oluyorsun da bizim projemizi incelemiyorsun. Projelerimizi incelemek için öğretim görevlilerinden bir komisyon gerekli. Bu konuda danıştay içtihat kararı var" gibi saçma sapan sözlerle insanı yıldırmaya çalışıyorlar. Tabii 9 yılda zafer benim oldu. Şimdi statik projeler ve hesaplar eskisine göre son derece düzgün. Ancak, bu işin sadece bir bölümü. Projeler kağıt üstünde ne kadar mükemmel olursa olsun, uygulamaya geçirilmedikçe hiç bir anlamı yoktur. Aslında projenin bina yapılırken uygulanıp uygulanmadığını denetleyen fenni mesuller vardır. Ruhsata imza atarlar ve yerinde kontrol edeceklerini taahüt ederler, ancak çoğu binanın yerini bile bilmez. Konya'daki olayda müteaahit kadar bu binanın fenni mesulü de sorumludur. Proje düzgün yapılmış mıdır?. İnşaat mühendisleri odası ve belediyedeki ilgili kişiler projeyi incelenmiş midir? Bu soruların cevapları bulunup suçlular cezalandırılırsa bu büyük bir ibret olur ve bir daha kimse kapak açmadan proje imzalamaz. Size çizdiğim tabloda hiç bir abartı yoktur. 80 bin nüfuslu bir ilçede durum böyle. Türkiye'nin her tarafında pek çok il ve ilçede aynı durumun olduğundan hiç kuşkum yok. Hatta pek çok ilçede statik hesapları kontrol edecek inşaat mühendisi bile yok. Sonuç o ki binaların yıkıldığına değil ayakta durduğuna şaşmamak gerekir. Artık belediyelerde kat vizesi sorumluluğu yerine getirilmeli, inşaat mühendisleri odası ve belediyelerdeki inşaat mühendisleri ve fenni mesuller yapıyı kontrol etmeden beton dökülmemeli, hazır beton kullanılmalı ve müfettişler sürekli denetimde bulunmalıdır.
*** Vuslat Çolakoğlu yazısını şu dizelerle bitiriyor: Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar, Güneş yalnız da olsa etrafına ışık saçar, Unutma doğruların kaderidir yanlızlık Kargalar sürü ile, kartallar yalnız uçar.
|