| |
"Kara kutu"nun ölümü
Süleyman Demirel'in iki "kara kutusundan" biri (Necdet Seçkinöz) öldü... Allah ikincisine (Ekrem Ceyhun) uzun ömür versin. 12 Eylül 1980'de askerler yönetime el koydular. Başbakan Demirel "Hamzakoy'a gönderildi." Necdet Seçkinöz "Enerji Bakanlığı Müsteşarıydı." Necdet bey Hamzakoy'u aradı: - Beni Enerji Müsteşarlığı'na siz getirdiniz... Şimdi istifa ederek, görevden ayrılmak istiyorum. Demirel "sakın ha" dedi: - Necdet, devlet bizim... Hizmete devam edeceksin.
*** Telefon konuşmasının sonunda Seçkinöz, Demirel'e sordu: - Efendim bana bir emriniz var mı? - Necdet, lütfen not al... Erzurum'un acele kömüre ihtiyacı var... Kış gelmeden gönderin... Sonra şu, şu, şu illerin, şu sorunları önemli... Gecikmeden çözün.
*** Aynı dönemde askerler "Demirel'in müsteşarı" Turgut Özal'ı Başbakan Yardımcısı yapmak istediler. Özal "öteki kara kutuyu" aradı: - Askerler, bana görev teklif ediyor... Acaba ağabeyimin (Demirel'in) düşüncesi nedir? Ekrem Ceyhun hemen Hamzakoy'u aradı: - Efendim durum böyle, böyle... Turgut bey sizin görüşünüzü soruyor. - Turgut'un gözlerinden öperim... Görevi kabul etsin... Askerler onu kolundan tutup atana kadar da hizmet etsin... Devlet hepimizin.
*** Turgut Özal 1983'te ANAP'ı kurarken, "Demirel'in iki kara kutusunu" evine davet etti: - Bu işi birlikte yapalım. Necdet Seçkinöz de Ekrem Ceyhun da, Demirel'e "durumu" ilettiler: Demirel'in yanıtı: - Karar sizindir. Ve iki kara kutu "kararlarını" Özal'a bildirdiler: - Beyefendi (Demirel) yasaklı iken biz bir siyasi partinin kurucuları arasında yer alamayız. Özal "ama Bakan olacaksınız" diye ısrar etti. Kara kutuların tavrı değişmedi: - Beyefendi yasaklı iken... Hayır.
*** Başbakanlığın "örtülü ödeneği" gizlidir. "Kaydı" yakılır. Ama "kara kutular" öylesine deneyimli, öylesine tedbirlidir ki... "Yakılan belgenin bile" bir kopyasını muhafaza ederlerdi. Dün Ekrem Ceyhun'a sorduk: - Senelerce Başbakanlık Müsteşarlığı yaptınız... Elinizin altından örtülü ödenekler geçti... Evrakları yakıldı.... Bir gün, bu konuda, uygunsuz bir iddia ortaya atılsa... Yanıt verebilir misiniz? - Evet... Her ihtimali düşünerek, her önlemi aldık.
*** Demirel 1991'de seçimleri kazanmış ve "altı kez ayrıldığı" Başbakanlığa "yedinci kez" gelmişti. Başbakanlıkta zaman zaman "kararname" kayboluyordu. Bir gün, Bakanlar kurulu toplantısında, Başbakan Demirel, "müsteşarı" Necdet Seçkinöz'e sordu: - Necdet bey... Başbakanlıkta kararname nasıl kaybolur? - Kaybolmaz sayın Başbakanım. - Ama şu, şu, şu kararnameler ortada yok... Kayıp. - Kayıp değil efendim... Falanca Bakan'da. O Bakan anında tepki gösterdi: - Hayır... Bende değil. Başbakanlık Müsteşarı Necdet Seçkinöz, Başbakan'a döndü: - Efendim, kaybolduğunu söylediğiniz kararnameler şu anda sayın Bakan'dadır... Arz ederim. Bakan "kıpkırmızı" oldu. Ve "kayıp kararnameler" ertesi sabah ortaya çıktı.
*** Devlette bir ömür geçiren iki "kara kutudan" biri, anılarını yazmadan öldü. Tabutundan bir Türk bayrağını bile esirgedik. Dün öteki kara kutuya "bari siz anılarınızı yazın" dedik. Ekrem Ceyhun: - Yazıyorum... Yakında yayınlanacak... İmzalayıp sana göndereceğim.
|