Avrupa Birliği sürprizi
Türkiye, KKTC ile birlikte Kıbrıs sorununun çözümü konusunda önemli adım atarken, Avrupa Birliği'nden de bunun karşılığının alınacağı yönünde önemli mesajlar gelmeye başladı.
AB'nin Haziran ayında yapılacak "ara zirvesi"nden Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin Aralık ayında başlatılması yönünde "sürpriz" bir açıklamanın geleceği bilgileri, Ankara'ya ulaşmaya başladı.
Bu yöndeki mesajlar her ne kadar "ihtiyatlı" bir şekilde karşılansa da, bunun ilk sinyali, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün, AB'nin İlerlemeden Sorumlu Komiseri Gunther Verheugen ile geçen hafta yaptığı görüşmede geldi. Verheugen, Kıbrıs'ta çözüm için gereken her türlü desteği göstermeye hazır olduklarını bildirdi.
Komiser Verheugen, Türkiye ile müzakerelere başlanması konusunda, geçmişteki tutumunun aksine de daha olumlu mesajlar verdi.
Bu mesajlar, önceki gün Ankara'ya daha güçlü bir şekilde ulaşmaya başladı. Bunda, New York'ta devam eden Kıbrıs müzakerelerinde, daha önce verilen söz doğrultusunda, "Rumların bir adım atması halinde Türkiye'nin bir adım daha ileri atacağına" yönelik mesajını hayata geçirmesi etken oldu.
Brüksel'den mesaj
New York görüşmelerinde Türk tarafının olumlu bir tablo çizmesi ve Rumlar'ın işi yokuşa süren, 1 Mayıs'a endeksli görüntüsü AB çevrelerinde de kayda geçirildi. Nitekim, Yunan- Rum tarafının Kıbrıs müzakarelerine AB'nin de dahil olması yönündeki talebine, AB Komisyonu'nun "resmi rol üstlenmek istemiyoruz" yönündeki açıklaması da Ankara'da bunun bir göstergesi olarak yorumlandı. Nitekim, Yunan-Rum tarafının talebine AB Komisyonu'nun ret kararı açıklamasının hemen ardından, Brüksel'den dün Ankara'ya şu yönde mesajlar ulaşmaya başladı: "AB Selanik ve Brüksel zirvelerinde, Kıbrıs sorununun çözümüne katkıda bulunmak ve hızlı bir çözüme kavuşmasını sağlamak için AB Komisyonu'na görev verilmişti. Ancak bu görev tüm tarafların kabulü halinde söz konusu olabilir. AB Komisyonu, BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile yapılan müzakerelerde de sorun çıkarmayacağını, sorunun çözümü için kabul edilen Planı, aynen kabul edeceğini bildirmiştir. Bu nedenle resmi bir rol üstlenmesi söz konusu olamaz." AB, bununla birlikte Rum tarafının kendi üzerinden süre kazanmak için bir taktik içine girdiğinin de bilincinde. Her ne kadar sorun çıkaran taraf olarak ortaya çıkması halinde Rum tarafını 1 Mayıs'ta tam üyeliğe almakla birlikte, farklı bir tutum içine girme konusunda da kararlı gözüküyor. Böyle bir durumla karşılaşılması halinde Ankara'nın AB'den beklentisi Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile de ilişkileri başlatması. Daha önemlisi, bugüne kadar KKTC'ye uygulanan ambargonun kaldırılması konusunda da adım atması yönünde.
Müzakere başlıyor
AB'den ulaşan haberler doğrultusunda Ankara'nın AB'den gelmesini beklediği "sürpriz" ise, Türkiye ile Aralık ayında müzakerelere başlanması konusunda. Haziran ayında AB dönem başkanlığının İrlanda'dan Hollanda'ya geçeceği "ara zirve" sonucunda yayınlanacak bildiride Türkiye'yi cesaretlendirici ve teşvik edici bir paragrafın yer alacağı yönünde. AB'den, "Kıbrıs konusunda çok iyi gidiyorsunuz. Çok önemli adımlar attınız, AB uyum yasalarının uygulanması da başladı" yönünde mesajlar gelmiş olsa da, bazı sıkıntılar da kayda geçiriliyor. Bunun başında da "insan hakları" geliyor. Türkiye'nin bu konuda da önemli adımlar atması halinde Ekim ayında yayınlanacak olan "İlerleme Raporu" nda bir olumsuzlukla karşılaşılması beklenmediği de kaydediliyor. Sonuç olarak, New York'ta Türk tarafının çok olumlu bir tablo çizmesi ve Yunan-Rum tarafının "ayak sürüyen" taraf olarak gözükmesi AB-Türkiye müzakerelerinin de önünü açıyor.
|