| |
Seçim sonrası siyaset 80 öncesine dönecek
DÜN Başbakan Erdoğan'ın üst üste yaptığı çıkışları değerlendirirken, ne yapmak istiyor veya ne yapıyor sorusuna yanıt aradım.. Benim saptamam şu: Erdoğan merkezdeki boşluğu gördü..
Birileri çıkıp bu boşluğu doldurmaya kalkmadan partisini merkeze çekmeye karar verdi.. Zamanlamayı da iyi yaptı.. Değişim düğmesine yerel seçim öncesi bastı.. Demek ki seçim kampanyasını bu çerçevede yürütecek..
Muhafazakar demokrat temasını işleyecek.. AKP'nin yeni vizyonunu anlatacak.. 'Biz kitle partisiyiz' mesajı verecek.. AKP'nin İslami talepleri olan parti olmadığının altını çizecek.. Ekonomik talepleri ön plana çıkaracak..
Cidde dönüşü uçakta 'Ekonominin dini olmayacağı gibi paranın da dini olmaz' diyerek ilk adımı attı.. 'İslam'ın değil Müslüman'ın kendini yenilemesi' gerektiğinin altını çizerek de yapmak istediğinin bu olduğunu dolaylı bir dille ifade etti.. İktidar partisi böyle bir açılım içinde.. Peki ya muhalefet?
Türkiye'de muhalefet boşluğu da var mı? Koç Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, 'Muhalefet hakkında ne düşünüyorsunuz?' şeklindeki bir soruya bakın ne yanıt veriyor: 'Yok ki. Bu da Türkiye açısından en büyük tehlike.'
Genel kanı bu.. Demokrasinin bu ayağı eksik.. Güçsüz.. Yani Türkiye iki boşluğu aynı anda yaşıyor.. Hem merkez boş hem muhalefet boş.. Merkez'e AKP gözünü dikti.. Yerel seçim sürecinde bu doğrultuda çok hızlı adımlar atacaklarının ipuçları var..
Yerel seçimden güçlenerek çıkan bir AKP 'siyasi cemaatlerle' ilişkisini çok rahat kesebilir.. Farklı bir parti olarak, eski DYP seçmenini, eski ANAP seçmenini de yanına alarak yoluna devam edebilir..
Muhalefeti ise çok daha zor günler bekliyor.. Kendini yenileme konusunda kurumsal olarak hiçbir çaba göstermeyen, değişimin öncüsü olması gerekirken karşı bir duruş sergileyen, en azından toplumdaki imajı bu olan CHP'nin işi kolay değil.. Ağır bir yenilgi, büyük bir oy kaybı, sosyal demokratlara da 'Nereye gidiyoruz, nereye gitmemiz gerekir' sorusunu sorduracaktır..
Belki onlar da rotalarını, yönlerini tayin etmek için bir sempozyum düzenlerler.. Belki onlar da iktidar partisi gibi yeni bir açılımın peşinde koşarlar.. Yaptıklarını yeniden sorgularlar.. CHP, göstereceği adaylarla toplumda heyacan yaratamazsa, umut ışığı saçamazsa kendisini bekleyen son bu.. Ortada pek fazla partinin olmadığı bir dönemde CHP'liler oy kaybını 'Seçmen yerel seçimlerde genellikle iktidar partisine oy verir' yaklaşımıyla geçiştiremezler.. Yöneticileri istese de istemese de CHP de kendini yeniden tanımlama yoluna girecektir..
Çünkü görünen şu.. 28 Mart seçimleri 3 Kasım'ın devamı olacak.. Türkiye 1980 öncesinde olduğu gibi merkez sağ ve merkez sol eksenli, iki ana gövdeli siyasi yapıya dönecek.. Birini AKP diğerini yine CHP temsil edecek.. Bu belli.. Belli olmayan ise CHP'nin nasıl bir parti olacağı..
|