kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Küba'ya film çekmeye gitti sosyalizmin kitabını yazdı
O şimdi DİKTATÖR
Küba'ya film çekmeye gitti sosyalizmin kitabını yazdı
Nadir sinema yaptığım için seyircim çok olur
Muhalefette olmak için malzemem çok

Küba'ya film çekmeye gitti sosyalizmin kitabını yazdı

Ferhan Şensoy, Küba'da çekilen "Şans Kapıyı Kırınca" filminde oynamak için tiyatrosunu dört hafta kapattı. Bunu niye mi göze aldı? "Çünkü Küba'dan birikimli döneceğimi biliyordum. Sosyalizmin son kalesine girmişsiniz; orayı içerden görmüşsünüz. Her şeyi farklı algılıyorsunuz. İzlenimlerimi bir bir yazdım; kitap sonbaharda çıkacak" diyor.

Ferhan Şensoy'un adı başka tiyatrocularla, komedi sanatçılarıyla, stand-up'çılarla pek anılmaz. Onun hep ayrı ber yeri, ağırlığı vardır tiyatro dünyasında. Dümbüllü'den Münir Özkul'a; Özkul'dan da Şensoy'a geçmiş bir kavuk var ortada bir kere! Tam 33 yıldır tiyatro sahnesinde; kaç kez sahneye çıktığını kendi bile hatırlamıyor; şu anda dört oyunu birden Ortaoyuncular Sahnesi'nde sahneleniyor. Üstelik her oynadığı oyunu yazması yetmezmiş gibi durmaksızın yazıyor. "Asıl işim yazarlık. Bir gün tiyatrodan sıkılırsam, sinemadan sıkılırsam ölene kadar yazacağımı biliyorum" diyor. Ancak şu ara Ferhan Şensoy'un kalbi başka bir proje için atıyor; hayret ki kendisinin yazmadığı bir proje için! Çekimlerinin yüzde 90'ı Küba'da gerçekleştirilen ve mart ayında gösterime girecek "Şans Kapıyı Kırınca" filmi Ferhan Şensoy'u uzun, çok uzun bir aradan sonra tekrar sinemaya dönmesini sağlayan bir proje. (En son Yavuz Özkan'ın yazıp yönettiği Büyük Yalnızlık filminde Sezen Aksu ile oynamıştı) Ferhan Şensoy, Küba'ya kadar gider de eli boş döner mi? O sırada aradan bir de kitap çıkarmış. Bilen bilir; röportaj vermeyi pek sevmez Şensoy. Bu kez kuralını bozdu ve içtenlikle anlattı...

* İnsanlar iki senede film çekiyorlar; bas bas da bağırıyorlar 'film çekiyoruz' diye. Siz niye bu kadar sessiz-sedasız film çektiniz?
Biz paldır küldür 29 Kasım'da yola çıktık. 28 Aralık'a kadar Küba'da çekimler yapıldı. Belki de çok uzakta çekildiği için haber olmamışızdır. Filmin çıkışına doğru çok haber olur.

* Neden Küba?
Bu film için Öğer Tur yapım şirketi kurdu. Bu ilk filmleri... Küba ile iyi ilişkileri var ve madem film Karayipler'de bir adada çekilecek; Küba olsun diye düşünmüş olabilirler. Filmin bu kadar çabuk çekilmesi de Öğer Tur'la ilgilidir. Çok para harcandı. Vural Öğer için Türkler'in Küba'da film çekmesi prestijdi. "İngilizler, Amerikalılar sokakları kapatıp film çekiyorlar. Türkler'i burada görünce gururlandım" dedi.

* Bu filmde siz ne arıyorsunuz peki?
'Hadi Küba'ya' desem siz de heyecanlanırsınız, başka ne zaman gideceğim? Senaryoyu, oyuncuları de beğendim.

POLİTİK BİR FİLM DEĞİL
* Küba ve siz biraraya gelince, 'kesin sosyalizm eleştirileri, politik öğeler vardır filmde' diye insanın kafasından geçmiyor değil... Filmin yüzde 90'ı Küba'da geçiyor ama Küba'yla ilgili bir film değil. Hele politik yanı hiç yok. Bir Türk ailesi bir yarışmaya katılıyor; sebzelerin, meyvelerin kalorilerini bilerek para kazanacaklar. Adam orta halli bir minibüs şoförü ve ailenin kurtuluşu buna bağlı. Sonuncu soruda patatesi bir kalori şaşırıyor. Teselli mükafatı 8 gün 8 gece Barboonia Adası'nda tatil! Hayali bir ada.. O adanın bir diktatörü var; oda benim. Sağlam bir senaryo, komik bir film.

* İçinize sindi mi; "bu film güldürür, iyi iş yapar" diyor musunuz?
Bu, montaj bitince ortaya çıkar ama oyuncular olarak elimizden geleni yaptık. Rasim (Öztekin), Zeki Abi (Alasya) biraraya gelince komik bir üçlü olduk ama buna izleyici karar verir

* Barbooniaca diye bir dil icat etmişsiniz...
Filmin altyazılı bölümleri de var çünkü ben İspanyolca oynuyorum. Bu dil İspanyolca'dan bozduğumuz, benim üzerinde oynadığım bir dil. Kimi İspanyolca kelimeleri cımbızlayarak, bir Türk'ün de anlayabileceği hale getirdik. Mesela küfrederken pezevengos, hıyartos diyoruz.

* Siz kendi yazdığınız projelerde olmayı tercih edersiniz genelde. Bu filmde prensibinizi bozmaya değer ne vardı?
Senaryoyu okuduğum zaman kendimi orada görmeliyim. 'Evet ben bu rolü oynarım' demeliyim ve senaryonun bütününü beğenmeliyim. Beni eğlendirmeli, 'evet bu bir komedidir' demeliyim. Senaryoyu okuduğumda bunları gördüm.

* Tayfun Güneyer'in ilk filmiydi bu. İlk filmini yapan bir yönetmene nasıl teslim oldunuz?
Evet, genellikle ilk filmini çeken yönetmenlerle çalışmak istemez oyuncular. Çünkü onlar ilk filmin sıkıntısı içindedirler. Ben Tayfun'a da söyledim, 'direkt ikinci filmden başlayacaksın.' Ben tek değilim. Zeki Alasya da usta; çok da film çekmiş bir yönetmen, Sinan Çetin de bir yönetmen. İlk film kötü olursa da biz çok kötü olmayız. Bu bizim sorunumuz olmaz.

* Bu film için tiyatronuzu da bir süre kapattınız. Sinema artık daha mı öncelikli sizin için?
Hayır ama senaryo, filmin Küba'da olması hoş geldi. 'Bunun için tiyatroyu 4 hafta kapatabilirim' dedim.

* Bu zarar değil mi?
Zarar tabii. Ama Küba'dan çok birikimli döndüm. Hatta sonbaharda Küba'yla ilgili bir kitabım çıkacak. Sosyalizmin son kalesine girmişsiniz; orayı içerden görmek, ayrılırken Küba'yı çok başka algılamanız...

* Castro'yla görüştünüz mü?
Hayır ama onun altındaki bazı insanlarla görüştük. Örneğin herkes Castro'dan sonra Küba ve sosyalizm bitecek diye düşünüyor, farkettim ki bitmeyecek. Onlar bu düzenden çok mutlu. 'Tiyatroyu bir ay kapatacağım ama ben bir kitapla döneceğim' diye düşünmüştüm. Giderken bir defter almıştım; ikincisini Küba'dan alırım dedim. Ama Havana'da kırtasiye yok. 'Nasıl' dedim. 'Okula gidene devlet verir' dediler. 'O zaman rica edelim bana da versinler, yazmam gerekiyor' dedim. Sonra bir pazar yerinde elle yapılmış defterler buldum.

* Bu kadar komik insan biraraya gelince başınıza komik şeyler geldi mi?
Kübalı oyuncularla anlaşmamız çok komikti. Yönetmen Türkçe komut veriyor, ikinci asistan bunu İngilizce söylüyor, İngilizce'yi anlayan Kübalı asistan İspanyolca olarak üçüncü komutu veriyor. Bir türlü başlayamıyor o plan. Bundan kaynaklanan bir sürü anlaşmazlık var. Ama giderek onlar Türkçe, biz İspanyolca'yı öğrenerek yolu kısalttık.
DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Umut Kapıları
 Yasemin'in etrafında her zaman olay var
 En dayanıklı özel tiyatro
 "Al Bundy"lik ona yakışmadı
 Çamaşır asmak yasak bilmiyor musunuz?
 Kate kime benziyor?
 Dizinin bir "FANATİK"i anlatıyor:
 16 Türk fotoğrafçısı Londra'da
 Haftalık Keyif Rehberi
 Denizden ne çıksa, G By Karaf'ta sofrada
 Sezonun ENNNN 5'i
 Ayrılık bahaneleri
 Sevgi Sözcükleri
 Hepsi de çekirdekten yetişti
 İlk görüşte aşk NASIL OLUYOR
 Buffy, Spike'ı bir gün sevecek
GÜLSE BİRSEL
Neden yağlı yiyecekler daha lezzetli?
Teorimin doğru...
AYŞE TÜTER
Sebzeli bayram bohçası
Yağı kızdırıp, soğanları...
Meme kanseri oldu dekolteden vazgeçmedi
Modacı Meral Gökçaylı, geçen yıl meme kanserine yakalandı.
Müziği, yüreğinin ritmi ile hissediyor
Doğuştan işitme engelli Ceren, üç ay önce yaşamına giren piyano ile...
Süpürme aracı vurdu ihmal öldürdü
Beser Özdemir sabah yürüyüşü yaparken yolları temizleyen süpürge...
Aniston da çocuk istiyor
Aniston da çocuk istiyor
Artık anne olmak ve çocuk büyütmek isteyen ünlüler kervanına, Brad...
40. sanat yılında anılarını yazıyor
40. sanat yılında anılarını yazıyor
Sinemaya 1963 yılında Susuz Yaz ile başlayıp 200'e yakın filmde...
Tek kusuru saçları
Tek kusuru saçları
ÜNLÜ şarkıcı Christina Aguilera, seksi vücuduyla, dans ve...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.