TOBB'u taca atmayalım
Dün 2004 yılından beklentilerini açıklayan TOBB 2003'e de karne verdi. Yıllar boyu merkez sağ siyasetçilerin destek kıtası görüntüsü verdikten sonra Rifat Hisarcıklıoğlu ve arkadaşları yönetiminde partiler üstü çizgi iddiasını ortaya koyan TOBB'un giden yıl-yeni yıl değerlendirmesi sağlam bir eleştirel düşünce kararlılığı yansıttı. TOBB Başkanı hükümetin 2003 yılında neleri başarıp neleri başaramadığını son derece serinkanlı bir üslupla ortaya koydu. "Ne şiş yansın, ne kebap" denilmedi. Malum, bu adalet değil, adil adamı oynamaktır. TOBB'un değerlendirmesinin ayrıntılarına girmeme gerek yok, isteyen tam metne ulaşabilir. Dikkati çekmek istediğim, bu metindeki eleştiri üslubudur.. Hükümetin başarısı tam teslim edilmiş, eksikliğe vurgu da esirgenmemiştir. Ne övgü şehveti sergilenmiş, ne yergi.. Önemli birey veya kurumlarda eleştirilecek yönler görmenin, kısacası kusur bulmanın o sinsi ve şeytani lezzetine esir düşülmemiş. Kibirsiz vakar, yılışmasız hoşgörü.. Allah Hisarcıklıoğlu ve takımının partiler üstü çizgisini bozmasın. İnşallah TOBB değerlendirmesindeki takdirler hükümetin şevkini artırır, uyarılar da yol gösterici olur. Esasen bu tür takdir ve tenkitler 2003'un sonuna doğru çok kişi ve kurum tarafından yapılmıştı. Burada farklı olan, hükümetin 'önyargılı' demesine fırsat vermeden eleştiri ve dilek yansıtabilmektir.
Huu, bir de Maastriht ödevi vardı İktidar zaten 2003'ten 2004'e taşınan sorunlarla ilgili TOBB'un veya başkasının uyarılarına önyargılı diye burun kıvırma lüksüne sahip değil. Ortada muhalefet olmadığı için bu eleştiriler çok önemli. Kaldı ki, ciddi bir muhalefet olsa da bu eleştirilere konu olan hususlar köpürtülebilir, cinsten değil. Sözgelimi; üç sosyal güvenlik kuruluşunun yol açtığı açığın ürkütücü boyutlara varmasını bir muhalefet partisi diline nasıl dolasın? Buradan halkın tepkisi sağılamaz ki.. Sadece ekonomik kara delik oluşturdukları söylenip öneri getirilir. Bu da siyasi prim yapmaz. Hasılı muhalefet partisi böyle netameli bir alanı kaşısa kendi başını ağrıtır: -Vay, demek sen emekçinin sağlığına ve ihtiyarlık maaşlarına tahammül edemiyorsun ha?! Oysa en önemli ölçütlerden biri bu.. Ekonomi geneliyle iyiye giderken bu açık karşısında çareniz yoksa yakında ayağınız fena kayabilir. Ayrıca bu ölçüt sadece iktisadi bunalımı aşmakla ilgili değil. Avrupa Birliği üyesi olmak için de şart! Malum, Kopenhag'dan önce Maastriht ölçütleri var. Siyasi ölçütlerin medyada daha çok yer alması gerçek önceliği yansıtmıyor. Bu tercihte üç ana sebep etkin. - Siyasi ölçüt daha kolay haber oluyor. - Türkiye'de kendi etnik emellerine açılım arayanların oluşturdukları iç ve dış lobiler acilci baskı uyguluyor. - Türkiye'yi istemeyen AB kadroları Ankara'nın siyasi uyumda direneceğini zannettikleri için engellemeci bahaneleri burada aradılar.
Kavak hızıyla çam yetişmez Oysa asıl mesele ekonomik. Bütün sorunlar çözülse ve bütün Avrupa'lılar Türkiye için aşk ile yanıp tutuşsa bile, AB'nin artık bizdeki ekonomik kara delikleri kapayacak takati yok. Onun için Maastriht ölçütleri işin temeli. TOBB'un da işaret ettiği üzere, sadece sosyal güvenlik kurumlarındaki delik bile Maastriht'te toplam kamu açığı için belirlenen sınırı aşmış durumda. Böyle bir kara deliği dolduracak tasarınız yoksa istediğiniz kadar siyasi ölçüt geliştirin o kapı açılmaz. Maastriht ölçütlerini yakalamak, üyelik ihtimalimiz sıfır bile olsa bizim için farz! Ekonomik ölçütleri gerçekleştirmede mucizevi hızlara ulaşmak mümkün. Mesela denizinizde petrol çıkar, İngiltere gibi baş aşağı giderken yukarı fırlarsınız! Siyasi ölçütler ancak kağıt üzerinde hızlı gerçekleştirilebilirler. Siyasi dönüşüm ise bir kültür işidir ve hazım zamanı gerektirir. Sözgelimi yepyeni bir yargıç, asker ve polis nesli yetiştirene kadar hukuk devleti olmak fantezi dahi değildir. Bunun böyle olduğunu AB de bilir. Bizi alacaklarsa, tayy-i mekan eder gibi zamanı yutmamızı isteyecek değiller. Onun için, akıllı AB'cilik önce ekonomik atılıma ağırlık vermektir. Ekonomide yapısal dönüşümü geciktirip siyasi ölçütleri öne çekmek, hükümetin kendi geleceği için de yanlış. TOBB'un tahlillerini yabana atmamalı.
|