| |
Global köy
Başbakan Erdoğan'ın "Değiştik, geliştik" söylemini kuşkuyla karşılayanların Cidde Ekonomik Forumu'ndaki konuşmasını nasıl değerlendireceklerini doğrusu çok merak ediyorum. Herhalde İslamiyet'in beşiği topraklarda da "takiyye" yaptığını söylemeyecekler!
Hiç "Çift dil" kullanan biri, Suudi yetkililerin ve Lübnan'dan Malezya'ya kadar İslam coğrafyasının hemen her yerinden koşup gelmiş onca konuğun gözlerinin içine baka baka, "İslam ortak pazarı anlayışını doğru bulmuyoruz. Bu tip birliktelikleri etnik ya da dini kökene bağlı olarak düşünmüyoruz" der mi?
Daha önemlisi hemen ardından şu uyarıyı yapar mı: "Ortadoğu'da aramızdaki bağı çok daha farklı bir konuma oturtmamız lazım. Bu münasebetlerde ciddi bir üst değer bulmamız gerekiyor. Alt değerlerde tıkanıp kalırsak, bunu geliştiremiyoruz. " Bu ifadeler Erdoğan'ın İslam'ı "üst değer" ve "ortak payda" olarak görmediğini açıkça ortaya koyuyor. Kendisi pek açmıyor ama bu tavrının üç önemli nedeni var:
1- Tutarlılığını koruması için İslam'ı "ortak payda" kabul edemez. Çünkü o takdirde AB'nin Hıristiyan değerler üstünde kurulduğunu, buna Avrupa Anayasası'nda atıf yapılması gerektiğini söyleyenlerle aynı çizgiye gelmiş olur. Oysa Türkiye dini mirastan değil, laiklik ilkesinden güç alan ve çağımızın değerlerine dayanan AB'yi savunuyor.
2- Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin seyri, dinin ortak payda olarak hiçbir işe yaramadığını göstermeye yeterli. Bu payda ne Arap dünyası ile aramızda güveni sağlayabildi, ne dostluğu, ne de işbirliğini. Tam tersine Birinci Dünya Savaşı'ndan itibaren birçok kez Türkiye'ye en ciddi husumet Arap ülkelerinden geldi. Erdoğan konuşmasında bu gerçeği, "Birbirimize güveni kaybetmişiz, yeniden kazanmalıyız" diyerek geçiştirdi ama anlayan anladı.
3- Ve nihayet, Erdoğan'ın alıntı yaptığı Kanadalı düşünür Marshall McLuhan'ın "küresel köy" kavramında belirttiği gibi, din, ırk gibi ortak paydalar, iletişim çağının getirdiği değişim sürecine direnemez. Öyle olsa; silah ve uzay teknolojisinde ABD'nin bile önünde olan "Demir Perde" ayakta kalırdı.
Çağdaş üst değerler Şu halde Ortadoğu'ya istikrar gelmesi, ilişkilerin gelişmesi için yeni "üst değerler" ve "ortak paydalar" bulmak gerekiyor. Neler olabilir? Cevabı çok basit: Demokrasi, barış, güvenlik, adalet, hak ve özgürlükler, serbest pazar ekonomisi. Globalleşen dünyanın global değerleri. Bu değerleri paylaşanlar, ya da Erdoğan'- ın ifadesiyle, "Bu küresel köy içinde kapılarını açarak birbirleriyle daha yakın ekonomik ve siyasi ilişkiler kuranlar" birlikte kazanacak. "Kapılarını kapatarak endişe içinde kendini izole edenler" ise kaybedecek.
Başta Suudi Arabistan olmak üzere Ortadoğu ülkelerinin çoğu ikinci gruba giriyor. Ama bu çabalar boşuna kürek çekmekten başka birşey değil. Çünkü global dünyanın bir yasası daha var: "Ya değişirsin ya yıkılırsın." O yüzden Dışişleri Bakanı Gül'ün geçen yıl İslam Konferansı Örgütü'ndeki "Vakit geçirmeden reformlar yapın, kadının toplumdaki rolünü güçlendirin" çağrısını bir kez de Erdoğan "Dost uyarısı" olarak tekrarladı: "Değişin..."
McLuhan'ın ünlü bir sözü daha var: "Balıklar kıyıya vuruncaya kadar suyun farkında değildir." Arap krallıkları, emirlikleri ve global köyün dışında kalmaya çalışan diğer İslam ülkeleri, ya bu uyarılara kulak verecekler ya da kıyıya vuracaklar...
|