Ne güzel!
Teke Tek'te Okan Bayülgen'i seyrediyorum.. Karşısında iki magazin gazetecisi var.. Bayülgen iki gazeteciye büyük bir cesaretle sorular soruyor.. Yok, öyle zor sorular değil sordukları.. Bu zamana kadar pek sorulmamış, basit ama meselenin özünü yakalayan sorular.. "Beni istemediğim halde neden takip ediyorsunuz?" diye soruyor, karşısındakiler yanıt veremiyor.. "Başka hangi ülkenin ciddi gazetelerinde bu derece magazin var?" diye soruyor, karşısındakiler eveleyip geveliyor.. "Yanımda gördüğünüz her kadın neden sevgilim olsun" diyor, karşısındakiler sus pus.. Bir popüler kültür kahramanı olarak Okan Bayülgen'in, hiçbir konvansiyona sırtını dayamadan yaptığı magazin karşıtı çıkışları ilgiyle izliyordum ama geldiği bu son nokta daha da hoşuma gitti.. Çünkü program boyunca yumuşamadı, ödün vermedi.. Korkusuz davrandı.. "Ne hakla?", "Sen ne karışıyorsun?" gibi oyunu bozan çıkışlar yaptı.. Güzeldi yani..
*** Enis Batur, Milliyet'ten Derya Sazak'ın sorularını yanıtlarken şöyle diyor: "Yazarın, eserin önüne geçmesi popstar sendromu yaratıyor. Orhan Pamuk'un son kitabının içeriği değil de yatarak verdiği poz konuşuluyor. Yatan yazar problemimiz haline geldi. Oysa Milan Kundera'yı düşünelim. Kundera, çok okunan bir yazar. Hiç röportaj vermez. Ne televizyon, ne gazete, kimse görmez. Nobel'i alan pek çok yazarın da görünme diye bir derdi yok.." Bu açıklama iki açıdan çok önemli: BİR: Burası, çok satan yazarların en küçük bir eleştiriye dahi tahammül edemedikleri, herkesin birbirini kolladığı bir ülke.. Enis Batur bu açıdan bence ezber bozuyor.. İKİ: Orhan Pamuk'un son kitabı Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmıştı.. Enis Batur da YKY'nın Murahhas Azası.. Bu açıdan baktığımızda da Enis Batur'un tam bir aydın tavrı koyduğunu söyleyebiliriz.. Güzeldi yani..
*** Bazı AKP milletvekillerinin Ankara'da bir şeyhin evinde gizlice çekilmiş resimleri yayınlanmıştı.. O fotoğraflara bakarken, herhangi bir AKP yetkilisinin bu resimleri nasıl yorumlayacağı üzerine fikir yürütmüştüm.. Klasik tavır şu olurdu: "Arkadaşlarımızın durumunu inceliyoruz. Haber doğru mu değil mi önce bakalım.." Oysa AKP'nin önde gelen isimlerinden Dengir Mir Mehmet Fırat, dünkü Radikal'de ezber bozan bir yaklaşımda bulunmuş.. Şöyle diyor: "Özel bir evde bir iftarda o fotoğrafı kim çekti? O fotoğrafın servisini kim yaptı?.. Şeyh ziyaretine gitmenin hiçbir mahsuru yok. Türkiye'de böyle bir şeyh var mı? Var. O şeyh suç işliyor mu? Eğer işliyorsa yasalar var. Ama böyle bir şey yoksa ben bir politikacı olarak insan seçme lüksüne sahip değilim.". Bence bu da güzel..
|