Ey AKP yetkilileri!
FARKINDAYIM, bugünlerde çok yoğunsunuz: Bir yandan şiddetini artıran CHP muhalefetiyle uğraşıyorsunuz, bir yandan da aday adaylarıyla.. İşiniz gerçekten zor.. Bunca işiniz arasında dikkatinizi çekebilir miyim bilmiyorum ama yine de şansımı denemek istiyorum: İki belediye başkan aday adayınız hakkındaki mülahazalarımı sizlerle paylaşmak istiyorum.. Hayır, sandığınız gibi değil! Söz konusu edeceğim "iki aday adayı", İstanbul, Ankara ya da İzmir gibi büyük şehirlerin başkanlığına talip değil..
Belki sizin bile adını bilmediğiniz, haritalarda yeri gösterilmeyen iki küçük beldenin belediye başkan aday adayından söz edeceğim sizlere..
"Bunca işimiz gücümüz var, bizi iki küçük beldenin belediye başkan adayı için mi uğraştıracaksın?" demeyin sakın.. Sonuna kadar okuma sabrını gösterin lütfen..
*** Önce şu iki aday adayınızı yakından tanıyalım..
İlkinin adı: Süleyman Ulusoy.. Böyle yazınca belki tanımayabilirsiniz ama malum ülkemizde yiğitler namlarıyla anılıyorlar, Süleyman Ulusoy'un namı da "Hortum Süleyman" olarak hafızalara kazınmıştır..
"Hortum Süleyman" da size bir şeyler çağrıştırmadıysa ben yardımcı olayım: Hani İstanbul'da bir karakolda elindeki hortumla vatandaşları döverken görüntülenen baş komiser vardı ya, işte o.. Ve o, şimdi partinizin Erzurum- Horasan aday adayı..
İkinci aday adayınıza gelince: Adı: Celal Bolel.. O da "dakika dakika görüntülenen" bir dayak olayının kahramanı.. Kendileri İzmir'de görev yapan bir polis memuruydu ve sokak ortasında üç genci döverken iş başında kameralara yakalanmıştı.. İşte bu Celal Bolel de şimdi Antalya-Kaş'a bağlı Ova beldesinden başkanlığa talip.. Tabii partinizden..
*** İki dayakçı polis memurunun aday adayı olmak için partinizi seçmiş olmasını bir sorun olarak görüp, bu durumdan şikayet ediyor ve gereğini yapmak için sabırsızlıkla bekliyorsanız, sorun yok.. Size hiçbir şey söylemem..
Ama eğer bu polis memurlarının aday adayı olmalarıyla ilgili en küçük bir rahatsızlık duymuyorsanız ve "Ne var bunda kardeşim?" havasındaysanız, o zaman lütfen bana kulak verin:
Sayın AKP yetkilileri! Bu iki polis memuru, vatanını milletini çok seviyor, sizin davanıza inanıyor olabilir.. Bu iki polis memuru çok dindar kişiler de olabilir..
İnanın bilmiyorum! Ama bildiğim bir şey var: Bu iki polis memuru, karakolda ve sokakta vatandaşa işkence yaparken, acımasızca döverken suçüstü yakalanmıştır..
İki polis memurunun, bütün kişisel özelliklerinin önüne geçen temel referansları budur.. Üstelik ikisi de yaptıklarından pişman değildir, doğru yaptıklarını söylemektedir..
Bu durumda sizin takınacağız tavır, memleketimizin bütün karakollarını etkisi altına alacaktır. Ya toplumumuzun iliklerine kadar işleyen şiddete meşruiyet sağlayacaksınız ya da dayakçı polislerin belediye başkan adayı yapıldığı bir parti olarak anılmaya razı olmayacaksınız. Neyi seçeceğini merakla bekliyorum..
|