|
|
Kaleci ve Daum
Fenerbahçe ve Beşiktaş derbisi, muhteşem bir mücadeleyle sonlandı. Zevk veren bir futbol sergilendi ve özellikle müsabakanın, ikinci yarısının belli bir bölümünde, Fenerbahçe bariz bir presle oyuna hakim oldu. Karşılıklı goller, tatmin eden bir futbol ve özellikle takımından gurur duyduğunu ifade eden, bir başkan!.. Başkanın gazetelere yansıyan gurur beyanatının ana kaynağı; futbolcularının ikinci yarıda sergilediği, bu hırslı mücadele bölümleriydi. Şüphesiz, böyle mücadele eden takımların tümünün başkanları da, taraftarları da, aynı haklı gururu duyarlar. Derbideki göstergeye göre, takım iyi yolda, Daum iyi yolda. Herr Daum'un futbolu bildiği kesin. Fenerbahçe yapmış da, kendisini takımın başına getirmiş. Ancak, son haftalar gösteriyor ki, Daum'un bir şeyi 'bilmediği' de kesin: Türk futbolcusunun ruh halini!.. Aklı sıra, Sn. Daum, Fenerbahçe'nin genç kalecisi Recep'i Cordoba'ya özendirmeye çalışıyor.. Onu hırslandırmaya çalışıyor. Ancak, bunu medya aracılığı ile yapınca, derbi enkazından çıkmış, genç kaleci Recep'e bir darbe de kendisi vurmuş oluyor. Gazetelere, "Alın size Gazetelere, "Alın size manşet" diye verdiği "Cordoba bizde olsaydı", ifadesinin Recep'i çökertmekten başka bir şey sağlamayacağı açıktır. Daum, yarın Recep'ten başka bir kaleciye, kalesini emanet edecekse bir beis yok. Aynı beyanatları, manşet manşet vermeye devam edebilir. Fakat, bu kaleciyle devam edecekse yaralı genç kaleciye, kamuoyu huzurunda, bir yara da kendisinin açmasının ne anlamı var? Bu beyanatlardan sonra, al da Recep'in hayrını gör Sn.Daum!..
|