Galatasaray ve önlemler
Çok değil birkaç yıl önce ülkemizde yaşanan olumsuzluklar ekonomiyi zorluyor ve borsayı dibe vurduruyordu. Hatta hatta burnundan soluyan yurttaşımız, yıllarca tuttuğu parti liderlerine baş kaldırarak tepkilerini koyarken; "Tek moral kaynağınız futbol kulüplerimiz ve milli takımımızın kazandığı dünya 3.'lüğü" diyordu. Milli takımımızın başarılarını da, başta Üç Büyükler olmak üzere, diğer kulüplerimiz omuzluyordu. Son zamanlarda, kulüplerimizdeki düşüş milli takımımızı da olumsuz etkilemektedir. Örneğin "Avrupa Fatih Galatasaray" namı ile ünlenmiş kulübümüz; bugün ciddi bir sıkıntı içinde bulunmakta ve günlerdir medyada tartışılmaktadır. "Galatasaray'da neler olmaktadır?", "Nedir problem?" diye baktığımızda bazı sporcuların yaşlı olduğu, kalitesiz ve ucuz transferler yapıldığına dair tezler göze çarpmaktadır. Bizce, bu nedenlerden çok, Galatasaray'da daha önemli başka problemler bulunmaktadır. Avrupa'da, Zidane, Figo, Hassenbaink, Van Hooijdonk yaşlı futbolcular grubuna girmesine rağmen, üstelik de en çok eforu gösterirken, yılın sporcusu seçilirken, G.Saray'a gelişlerinde hepsi birer değer olan, Batista, Volkan her oynadığı maçta gol atan Ümit Karan, geçen yıllarda gol kralı olan Arif yok olup gitmektedir. Barcelona ve Hollanda milli takım kaptanlığını yapan, Frank de Boer, bugün Türkiye Süper Ligi'nde madara olmuştur. Bu göstermektedir ki, G.Saray'ın hastalığı, yaşlılık değildir. Cihan ile 18 içinde çarpışan H.Şükür, birbiriyle itişirken, üzerlerindeki stres yükünü açıkça sergilemektedir. Bu sinirli yapıyla, bir santrforun golleri ard arda sıralaması, şans ve mucizelere bağlıdır. İşte bu noktada, bu olumsuz havayı dağıtmak ya hoca tarafından sağlanmalı veya bu vazifeyi yapacak "Uygun bir kişi ivedilikle" bulunmalıdır. Cansun'un açıklamalarından da, görüleceği gibi, yeni bir "Abdürrahim ALBAYRAK" tiplemesi, bu iş için biçilmiş kaftan olacaktır. Galatasaray kulübünün, izlenen ikinci ve önemli handikapı futbolcuların aldığı "MAAŞ veya MAÇ BAŞI" ücretleridir. Bu hususta, G.Saray kulübünde karma bir sistem veya kaos yaşandığı kesindir. Daha önceki dönemlerde futbolcuların maç başı aldığı ücret, 2002 yılı itibariyle Milan örnek gösterilmek suretiyle maaşa döndürülmüştür. Yani futbolcular, bir nevi "memur şeklinde düşünülmüştür." Bu sistemde prim ve teşvik söz konusu değildir. Kaldı ki, futbolcular buna karşı çıkınca Galatasaray'a yeni gelen ve kontratı yenilenenler, maç başı ücretle oynamaya devam etmişler, eskiler ise maaş sisteminde kalmışlar. Böylelikle bir ikilem ortaya çıkmıştır. Bu da futbolcular arasındaki genel havayı bozmuştur. Bütün bu sıralanan nedenler dolayısıyla, Galatasaray'da ahenk bozukluğu takımı başarısızlığa doğru sürüklemektedir Bu bir dönem önce Yıldırım'ın büyük harcamalarına rağmen F.Bahçe'nin istikrarı yakalayamadığı zamanı hatırlatan en bariz örnektir. Milli takımımızın dinamolarından G.Saray'ın bu önlemleri alarak, başarılı günlere kavuşması, ülke futbolumuz adına da, olumlu bir gelişme olacaktır.
|