|
|
İlahlar kurban istiyor
Aykut'un teknik yönetimindeki İstanbulspor'u, bir süredir zevkle izliyorduk. Koca çınar İstanbulspor'u az rastlanan kolej takımı gibi yapmıştı Aykut. Büyük takımların korkulu rüyası gibi olmuştu İstanbulspor. Mazisine nasıl da yakışıyordu, oyunu ile oyuncusu ile formasından püsküllü tozluklarına kadar, tüm malzemesi ile zevk ve disiplinle hazırlanmış bir takımdı. Nasıl olmuştu? Nasıl başarılmıştı? Bu sorularının cevabı, Aykut'un istifası açıklanırken tüm kamuoyuna apaçık veriliverdi. "Aykut ve kaptan Saffet'in", kalplerindeki hissiyatı, gözlerindeki nemden belli olmuyor muydu? İşte bu gözlerdeki nem; kazanılan başarıların en önemli unsuru ve "inançlı beyinlerin işareti" idi. Nereden başlayalım? Neyini eleştirelim. Koca çınar bir çıkmazda Antepli'nin dediği gibi; Kenarından tutuyorum gaypii Ortasından tutuyorum sıypii Nasıl bir düzen, nasıl bir şirketleşme ki, perişan etti koskoca çınarı! Bilindiği gibi, Türkiye süper liginde ilk A.Ş. olan kulübümüzün bugünkü durumu; Daima, kanunun boşluklarından yararlanmayı hedef alarak, kazanmayı planlayan zihniyetin eseridir. Reklam alamıyorsun, bilet ve futbolcu satamıyorsun, gözüken bir gelirine hemen el konuyor. Pekala kim yaptıysa yaptı, kusur onda veya bunda Ya şimdi önlem almayanlar Onlara ne demeli? Niçin el uzatmıyorsunuz koca çınara? 258 milyar lira aylık vergiler. 6 trilyon lira da devlet vergi borcu. 4.5 trilyon da futbolcu alacakları var. Geliri ise bu rakamların yarısından az. Bu problemi üstlenecek bir sporsever veya bu borcu yıllara yayacak bir devlet adamına ihtiyaç var. Ya bu şekilde kurtulacak İstanbulspor. Ya da ilahların kurban isteğine boyun eğecek.
|