AB'nin ön bahçesi mi, yeni Ortadoğu mu?
TAŞKENT Avrasya Jeopolitiği çerçevesinde bakıldığı zaman, Asya/Kafkasya için sorulması gereken soru şudur: Bu bölge, AB'nin ön bahçesi olarak çağdaş değerlerin yeni güzergâhı mı olacaktır, yoksa yeni Ortadoğu olmaya mı adaydır? Kafkasya, "AB'nin ön bahçesi" olarak çağdaş değerlerle buluşma şeklinde bir yapılanmaya gidecekse, bu noktada işin iki yüzü var. Birincisi, bu bölgeye dönük yaklaşımların romantik olmaktan çıkması gerekiyor. "Siyasi romantizmin" kendini en açık gösterdiği alan "Türk dünyası" adı altında bütüncül yaklaşım geliştirmektir. Her türlü analizin baştan kısırlaşmasına yol açan bu yaklaşım, siyasi açıdan "nesnel" karşılığı bulunmayan hedeflerin peşinde enerji ve zaman harcanmasına yol açmıştır.
*** Siyasetin tabiatı öncelikle "nesnel" olandan yola çıkmayı gerektirir. Nesnellik, rasyonel bir siyaset üretmenin ön koşuludur. Bu nedenle her "siyasi varlığı" kendi özgünlüğü çerçevesinde ele almak işin abc'sidir. "Türk dünyası" başlığı altında yapılan temel yanlış, her siyasi varlığın kendi özgünlüğü çerçevesinde ele alınmasına sırt dönmek şeklinde olmuştur. İşin ikinci boyutu ise çok daha önemli. Batı dünyasının bu bölgeye dönük stratejilerinde çift katmanlı stratejilerden uzak durması gerekiyor. Batı'nın bölgeye sadece "güvenlik eksenli" bir yaklaşımla bakması, bölge ülkelerini içe kapatmakta ve "asayiş politikaları" na indirgenmiş siyasetlerin tek belirleyici olmasına yol açmaktadır.
*** Bir zamanlar önemli birkaç siyasi stratejist, Batı'nın Gürcistan'a dönük yaklaşımını tanımlarken, buraya "uçak gemisi" gözüyle bakıldığını yazmışlardı. Gerçekten bu ülkeye dönük olarak sadece güvenlik eksenli bir yaklaşım geliştirilmesi, Gürcistan'ı asayiş politikaları ve sorunları dışında başka bir şeyle gündeme gelmeyen bir ülke haline dönüştürdü. Gerçek bir siyaset ve "küresel meşruiyet" açısından olumlu bir Avrasya stratejisinden bahsedeceksek, Kafkasya'nın sadece Afganistan örneğinden yola çıkılarak geliştirilen güvenlik stratejilerinin çok üstünde bir kapsamla ele alınması gerekir. Batı, bölgeye yaklaşımını sadece bir "stratejik ortaklıklar demeti" olmaktan çıkarmalıdır.
***
Bölgenin çağdaş değerlerle buluşması noktasında ise şiddet ve radikalizm yoluyla demokrasi getirme refleksine de savrulmamak konusunda Batı'nın hassas olması gerekir. Bölgenin iç dinamiklerini kenara iten ve istikrar zeminini zedeleyen yaklaşımlar, demokrasi adı altında suni siyasi gündemlerin tetiklenmesine yol açacaktır. Bu da hiçbir şeye hizmet etmeyecektir. Bölgede varolan müthiş ticari potansiyel işin başlangıç noktasıdır. Ticaretin gelişmesi ve bölgenin dinamik ekonomilere kavuşması, iç dinamiklerin istikrar içinde dünyaya açılması" için en doğru stratejik yoldur.
*** Asya/Kafkasya ekseninin "AB'nin ön bahçesi" olarak dünyaya açılması veya "yeni Ortadoğu olması" Batı'nın reflekslerine bağlıdır. Batı, Ortadoğu'da geliştirdiği güvenlik stratejilerinin daha sonra nasıl terörü kışkırttığını görerek, aynı hatayı Asya/Kafkasya temelinde yapmaktan kaçınmalıdır.
|