* Hükümetin hayal kırıklığı yaratan uygulaması yok mu? Özelleştirmede bir başarı sağlanamadı. Tespit edilen rakamsal değerleri beklerseniz en büyük yanlışı yaparsınız. Tekel'de bunu yaşadık. Önünüze bir rakam konuyor. Bir de serbest piyasa ekonomisinde talebin belirlediği bir rakam var. Ben demiyorum ki, haraç mezat satılsın. Ama serbest piyasa ekonomisine inanıyorsanız, bir malı satışa çıkardığınızda gelen fiyatı da gözardı edemezsiniz. Satmazsanız, 6 ay sonra ilk teklif edilen rakamı bulamama riskiniz de var. Ödediğiniz bedeller yükselebilir. Hele önce güzelleştir, sonra özelleştir dersek, o zaman yandık. Bunun bir ayarı olmalı.
* Sorun acaba değer tespiti yaparken mi oluşuyor? Birileri bir değer koyuyor ortaya, ama konjonktür ona uygun mu buna bakılmıyor. Hep Tekel'i örnek veriyoruz. Yıpranıyor kurum aslında, üzülüyorum. Ama teknolojisi yok, pazarı yok, markası kalmamış bir kurum var. 20 sene önce Tekel ciddi bir değerdi. Samsun gibi çok ciddi bir markası vardı. Herkesin cebinde Maltepe vardı. Bunun değeri bu, bunun altında satmam mantığı ne kadar doğru, satmamakla acaba daha çok mu zarar veriyoruz?
YATIRIM TABLOSU DÜZELTİLMELİ * Ekonomide genel olarak olumlu bir gidişat var. Bu gidişin bozulacağı endişesi duyuyor musunuz? Temkinli bir iyimserliğimiz var. Bu, daha da başarılı olmaya vesile olur. Yaptıklarımız önemli. Ama 2004'te yapılması gerekenler hepsinden önemli. Sağlanan istikrar ortamının artarak sürmesi için hepimize düşen görevler var. Tabii iktidar olarak en büyük görev hükümete düşüyor. Türk yatırımcısı çevre ülkelere 6.5 milyar dolar yatırım yaptı. Bizim 2003 yılında çekebildiğimiz 230 milyon dolar. Bu tablo birilerine bir şeyler anlatmalı. Uygun olmayan yatırım ortamı sadece yabancıyı değil, kendi yatırımcısını da kaçırıyor. Bu kadar basit.