Damat Tween neyi başarıyor?
Vakko ve Damat Tweeen, iki farklı marka. Türkiye'de hangi marka daha çok tanınıyor? Kuşkusuz Vakko, değil mi? Peki bu soruyu Almanya, Dubai, Fransa, İngiltere ve diğer ülkelerde sorduğunuzu düşünün. Tüyo vereyim. Bir erkek giyim markası olan Damat Tween'in 18 ülkede 35 mağazası var. Vakko'nun ise sadece Frankfurt'ta açılmış yeni bir mağazası var. Yani tanınırlık kapsamında Damat'ın daha çok şansı var... Peki nasıl olur da onlarca yıl Türkiye'de A sınıf müşteriyi A sınıf fiyata giydiren Vakko ve diğerlerinin yerine, adı son yıllarda duyulmaya başlayan genç bir girişimci "dünya markası" olacağım inadı ve ısrarıyla yola çıkabiliyor? Vakko, Beymen Türkiye'nin kaymak tabakasına dünya kalitesinde ürün ve dizayn sattı. Yıllarca büyük kâr marjlarıyla çalıştılar. Tüketici marka satın almanın farkını, bedelini ödedi, ödemeye devam ediyor. İtiraf etmeliyiz, bu markaların sahipleri kapalı bir ekonominin içinde gelişti. Fikirleri ve vizyonları da ulusal sınırları aşmadı. Şimdi değişiyorlar. Hayat onları zorluyor. Ama markanın önemini iyi bilenler yurtdışına açılmakta bu kez öncü değil. Öncüler yeni kuşaktan çıkıyor. Süleyman Orakçıoğlu onlardan birisi. Sahibi olduğu Orka Firması'yla 35'inci mağazanın açılışı için bir günlüğüne Berlin'e gittik. Bu şehirde açılan ikinci Damat Tween mağazası ünlü Kudamm bölgesinde. Cadde çok etkileyici. Dünyanın tanınmış tüm markaları peş peşe sıralanmış. Orakçıoğlu, "Bu mağazanın yeri için sıraya girmiştik. 2.5 yıldır bekliyorduk" diyor. Bizi etkileyen açılan mağazaların Orakçıoğlu'na değil, yabancı müteşebbislere ait olmasıydı. Düşünün, yüzbinlerce dolar hava parası verip, yer tutuyorsunuz. Bir o kadar para, dekorasyon, reklam ve ürüne harcayarak kapıyı açıyorsunuz. Damat Tween dışında hiçbir ürün de satamıyorsunuz. Bu müteşebbislerin ikna edilmesi bile ciddi çaba gerektiriyor. Öğrendiğime göre, genelde bir markalı ürünün satış fiyatı, mağazaya giriş fiyatının 2 ile 3 katı olurmuş. Örneğin Orka, kendisinden franchising almış bir yatırımcıya yılda 1 milyon dolarlık mal satıyorsa, mağazanın yıllık cirosu anlayın ki 3 ile 4 milyon dolar arasında değişiyor. Ancak markayı kalıcı hale getirmek, bağımlılık ve kalp çarpıntısı yaratmak, arzuları istekleri karşılamak kolay değil. "Markamızı geliştirmeye ölümsüzleştirmeye çabalıyoruz" diyen Orakçıoğlu, dünya çapında isim yapmış firmaların tanıtıma milyar dolarlar ayırdığını belirterek, "İşimiz hiç kolay değil. Markamızla yaşam biçimi satıyoruz. Ayakkabıdan şapkaya kadar tüm ürünlerimiz yaşam biçimini desteklemeli " görüşünde. Orakçıoğlu hayal kuruyor. Hayali gerçekleşirse, çok değil birkaç yıl içinde dünyanın 5 bin satış noktasında kendi ürünlerini satacak, en az 50 mağaza açılmış olacak. Bu hayalin peşinde koşan pek çok müteşebbis var. Yolları açık olsun.
|