Var mı daha güçlüsü?
TBMM'den geçen yeni yasa, Maliye Bakanı Unakıtan'a artık hazine alacağı haline gelen 17 milyar doları tahsil yetkisi veriyor. Yüzlerce şirketin kaderini o belirleyecek
BANKALAR Kanunu'nda değişiklik yapan yeni yasa, Türk sermaye sınıfını güçlü bir deprem dalgası gibi sarsacak, sermayenin el değiştirmesine yol açacak. Değişikliklerin ne yönde ve nasıl olacağını, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ağabeyi olarak hitap ettiği Maliye Bakanı Kemal Unakıtan belirleyecek. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) devraldığı 20 bankanın hakim ortaklarından 11 milyar dolar alacağı var. Ayrıca İmar Bankası için de Uzanlar'dan 5.5 milyar dolar para istenecek. Yeni yasa, hakim ortakların geri ödeyeceği her kuruşu Fon'un değil, Hazine'nin alacağı saydı. Yasa koyucu, "Çünkü, banka sahiplerinin bankaya verdiği zararı Hazine karşıladı. Bu yüzden elde edilecek gelirler de Hazine'nin olmalıdır" gerekçesiyle hareket etti. Kimi banka sahiplerinin yeniden yapılandırılan borçları düşük yoğunlukta olmak üzere, tüm alacakların tahsilatında belirleyici yer artık Maliye Bakanlığı. Yasa, bankanın hakim ortağı kişi ve/veya tüzel kişiliklerinin ve yöneticilerinin tüm mal varlıklarını, bankadan çekilen kaynağı almak amacıyla otomatik olarak Hazine alacağı saydı. (Madde 20) Aynı madde Hazine'ye intikal eden malların yönetimi için kayyum atama görevini de Unakıtan'ın ekibine verdi. Kayyum ve şirketlere atanan kişiler hakkında da şahsi sorumluluk davası açılamayacak. Tablo incelendiğinde yasadan Toprak, Yaşar, Cıngıllıoğlu, Nergis Holding (Cavit Çağlar'ın ortak olduğu) gibi yüzlerce şirkete sahip, binlerce kişinin istihdam edildiği fabrikalara sahip gruplar ile yapılandırma anlaşmaları yapmış banka sahiplerinin kaderi, AKP'nin uygulamalarına bağlı olacak.
UZAN OPERASYONU BAŞLIYOR Bankaların batışında ekonomik kriz, konjonktür gibi faktörleri dikkate almayan yasa, bankaların Fon'a geçmiş olmasını yeterli bir neden olarak görüyor. Yasanın Cumhurbaşkanı Necdet Sezer'in onayını alıp, Resmi Gazete'de yayınlanmasının ardından öncelikle Uzanlar'ın bilinen ve ihtiyati tedbir koyulan tüm malvarlığı Hazine'nin malı sayılacak. Uygulamanın Telsim'i de kapsaması bekleniyor. Ayrıca imtiyaz sözleşmesi iptal edilen ÇEAŞ ve Kepez'in Uzanlara ait bölümü de devlete geçecek. Bu noktada devlet tarafından atanan kişilerce yönetilen bu şirketler, "imtiyaz sözleşmesinin iptali için" başlatılan hukuki süreci de durdurabilir. Ya da küçük yatırımcıların korunması amacıyla barajlar bu şirketlere geri verilerek, elde edilecek gelirden İmar'ın faturası karşılanabilir. 20'nci madde kapsamında Hazine alacağı sayılan mal varlıkları için dava açılabiliyor. Ancak bu davalarda bilirkişiler resmi kurum ve kuruluşlarda görev yapanlar arasından seçiliyor ve duruşmalara otuz günden fazla ara verilemiyor. Yasanın 19'uncu maddesi, batan banka sahipleri ile farklı şirketlerde ortaklık kuran tüm yerli ve yabancı şirketleri yakından ilgilendiriyor. Bu maddeye göre Fon'a devredilen bankaların sahipleri ile başka alanlarda ortaklık kuran kişi ve kurumların da ortaklık haklarına (temettü hariç) el koyulmasının yolu açılıyor. Şirketlerin ana sözleşmesinde ne yazarsa yazsın, yönetim ve denetimi devletin atayacağı kişilere geçiyor. Böylece, şirketlerin kaderini yeni yöneticiler belirleyecek. Bu madde, Telsim, Turkcell gibi hakim ortakları banka batırmış şirketlerde ortaklığı bulunan Sonera, Motorola gibi şirketleri yakından ilgilendiriyor. HSBC Genel Müdürü Piraye Antika, kısa bir süre önce yasa için şunları söylemişti: "Bu bir tepki ve geçiş dönemi yasası. Banka sahibi olmayı, bankalara sermaye koymayı özendirmiyor. Bu kötü. Ama yasanın bankacılığı kurallar içinde yapanları ve yabancı sermayeyi ürküteceğini sanmıyorum." Ancak tüm bankacılar Antika kadar iyimser değil. Kredi vermenin bile başlı başına risk olması pek çok yöneticiyi korkutuyor. Bankalar Birliği'nin yaptığı uyarıların da dikkate alınmadığını belirtmek gerekiyor. Yasanın 14'üncü maddesi ise ilginç. Özel kanunlarda aksine bir hüküm bulunsa bile ilgili gerçek veya tüzel kişiler veya kamu kurum ve kuruluşları, kanuna göre takip, soruşturma ve kovuşturmaya yetkili kişilerin istediği bilgileri gecikmeksizin eksiksiz vermek zorunda. Aksine davrananlar bir yıldan 3 yıla kadar hapis yatacak. Bu ceza ertelenmeyecek ve paraya çevrilmeyecek. Bu madde Anayasa'nın "Hiç kimse kendisini ve yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz" maddesiyle çeliştiğini ve bu madde ile "bilgi alma terörü" yaşanacağını ileri sürenler de var. AKP, yasaya dayanarak, Hazine alacağı haline gelen 17 milyar doları, Maliye Bakanlığı marifetiyle tahsil etmeye çalışacak. Uygulamalarıyla siyasi prim yapmayı uman Hükümetin, aynı zamanda sermaye sınıfını da yeni baştan biçimlendirecek gibi görünüyor.
|