| |
|
|
Çıldırtan Namus
Selma Ceylan'ın 'Çıldırtan Namus' adlı kitabında gerçek bir yaşam öyküsünü anlatıyor. Evden kaçmaya sığınan Nermin ve Ayla adlı iki genç kızın hikâyesi. Bu kızlardan birinin adı Nermin. İki kültür arasında sıkışıp kalan, bunalımlar yaşayan, hayatı salt "namus"uyla sınırlı genç bir kız Nermin. O daha 16 yaşındayken aile meclisi karar veriyor; Türkiye'deki amca oğluyla evlendirilecektir. Namusunun korunmasının yegâne yolu budur çünkü.
Ya ötekinin derdi? Amca oğlunun beklentisi ise çok farklı. O delikanlı bir an önce Almanya'ya kapak atmak, iş güç, para sahibi olmak istiyor. Nermin'e duygularını, fikrini soran bile yok. Oysa o, evlenmek değil, okuyup avukat olmak istiyor. Derken Ayla ile tanışıyor. Ayla, Almanya'da yaşayan, aydın bir kız. Nermin Ayla'dan etkileniyor ve birlikte kaçıyorlar. Lâkin 18 yaşını doldurmadığı için polisler onu bulup ailesine geri veriyor. Sonra da elbette o zoraki evlilik...
Evinin kadını ol Nermin'in kitaptaki haykırışları şöyle: "Küçük yaştan beri bu Almanya denen medeniyet ülkesindeyim. Ne öğrendim, neler kazandım, hiç soran yok, içimi dökecek kimsem yok. Özeniyorum, hem de çok. Özentilerimi açamıyorum, açsam sanki kabul edecekler mi? Off, hep 'evlenince kocanla yaparsın, kocan ne derse o şekilde giyinir kuşanırsın, işe gidersin, para kazanırsın, çocuklar doğurur evinin kadını olur, namusunla yaşarsın' diyorlar. Avrupa'da hayat bu muydu? Neymiş efendim, burası Almanya, kötü yolların baş devletiymiş. Kızlar, oğlanlar kötü yola çabuk düşüyormuş, hele de Türk kızları..."
|