'Dinci terör'le savaşın generali
"Anka Kuşu" yazısının ardından, en çok merakı General Boykin celp etti. Ekim ortasından beri ABD'de çok tartışılan ve hala kilit mevkide oturan şahsiyet. ABD Savunma Bakanlığı'nda, bölgemizdeki "İslami terörist" avının istihbarat, örtülü ve açık operasyon planlamasının bakan yardımcısı statüsündeki sorumlusu. Ve "planlama"yı dün biraz aktardığım, "umumi arzu" üzerine biraz daha yansıtacağım "o kafa"yla yapıyor. Henüz yaz başında, "o kafa" göreve getiriliyor; "kökten dinci" kimliği teşhir edildiği halde ne ABD Genelkurmayı ne Savunma Bakanı Rumsfeld ne de Bush vazgeçiyor. Bu kafayı fark etmeliyiz; en çok da, biz sıradan kullar değil, Türkiye'nin sivil-askeri zirveleri, bunlarla istihbarat-operasyon-ideoloji alışverişine girenler, "terör"ü onlar gibi anlayıp her laflarında keramet bulanlar. El Kaide, Bin Ladin vesaire, evet, kökten dinci anlayışla, "İslami cihat" adına "terör" uyguluyor. Biliyor, lanetliyoruz. Boykin gibilerse, general, devlet adamı, muteber zevat olarak... ordu, istihbarat, bomba, uçak, gemi, işgal, operasyon, savaş, dünya yönetiyor, "İslami terör"le mücadele ve ülke istila ediyorlar. Bu "meşru" sayılıyor. Biz de öyle sanıyoruz.
*** Kıdemli bir özel kuvvet subayı olan Boykin, İran'daki başarısız rehine kurtarma girişiminden Grenada işgaline, Kolombiya'da uyuşturucu ağası Escobar'a operasyondan Somali'ye kadar çok aktif geçmişe sahip. İnançlarını ifade edişi ve işi ile inancını bütünleştirmesiyle de "özel" bir general. Emin olun, burada ilk askeri şurada ordudan atılırdı! Kimse çekince de koymazdı. Genellikle üniformasıyla kiliselerde vaaz verip durmuş. O kesimler onu "İleri, Hıristiyan asker" diye gazlıyor. Dünkü alıntılara ekleri bir dinleyin: "Düşman, Bin Ladin değil. Düşmanımız ruhani, çünkü biz inançlılar milleti inanç üstüne kurulduk. Düşmanın adı Şeytan. Şeytan'ın gerçek olmadığını sanıyorsanız, İncil'in Tanrı için söylediklerine de boş veriyorsunuz demektir. Ben savaşçıyım. Üniformayı çıkardığımda da savaşçı (de ki, "mücahit") kalacağım. Sizi Tanrı'nın krallığının askerleri olmaya çağırıyorum. Bizden nefret ediyorlar, çünkü köklerimiz Yahudi-Hıristiyan'dır. Yahudi- Hıristiyan mı dedim? Evet. İsrail'e adanmışlığımız var. Bunu asla terk edemeyiz. Köklerimiz orada. Dinimiz Musevilikten geliyor, o yüzden nefret ediyorlar bizden. Somali'de son anda kaçan bir adam vardı. Dedi ki, 'Yakalayamazlar çünkü Allah beni korur.' Biliyordum ki, benim Tanrım onunkinden büyüktür, benimki gerçek, onunki ise put. Dua ettim, Tanrım bu adamı yakalat, diye. Ve yakaladık. Düşman yalnızca İsa adına hareket ettiğimizde yenilebilir." Sanmayın ki bu sözler gençlik yıllarına ait. Çoğu 2003'ün ilk yarısından. Bantlar çıkıp gazeteci sorularına muhatap kalınca cevapları da şöyle: "İstedikleri puta inanmakta özgürler. Yanlış ya da saçma olması önemli değil. Müslümanlar da, ben cehenneme gönderene kadar öyle olduklarından habersiz Hıristiyanlar sayılır. Eğer onların Tanrısı gerçekse, neden benim onları kolayca alt etmeme izin veriyor ki! ("Teröre karşı Müslümanlar'la nasıl işbirliği yapacaksınız" denince) Doğru yolu bulmalarına yardım ederim. Öğrenirler." Bunlar, bırakın demokrasileri, her yerde "Nefret Beyanı" sayılır, suçtur ayrıca. Lakin bu, dünyanın en güçlü devletinde, en vurucu bakanlıkta "terörist" tanımı yapmak ve "suçlu" kovalamakla yükümlü. Ve görevinden dolayı, çok tehlikeli. Fark eder mi... Koyun Bin Ladin'i Pentagon'a, bunu da El Kaide'nin başına. Tek farkları, adına "Cihat" ya da "Haçlı seferi" yaptıklarını zannettikleri dinleri! Kafa aynı! Aynı da, bizim kafamız yerinde mi?
|