|
![](/i/1_pix_gri.gif) |
|
![](/i/1_pix_trans.gif) |
İnsanların sınırlarını zorlamak için varız
Müzik eğitimini Londra ve Los Angeles'te tamamlayan Akbank Oda Orkestrası şefi Cem Mansur, "İnsanlar klasik müziği anlamayacaklarını düşünüyor. Bu yüzden bütün konserlerden önce dinleyicilere müziğin temasını anlatıyorum" diyor.
Akbank Oda Orkestrası'nın 6 yıldır şefliğini yapan Cem Mansur, dinleyicileri ile programla ilgili bilgileri, düşünceleri ve besteci ile ilgili anektodları paylaşmak için bir ilke imza atarak konser öncesi sohbetler düzenliyor. Akbank Oda Orkestrası'nın dünya standartları ile yarıştığını ve burada sıradışı repertuvarların çalındığını söyleyen Mansur, "İyi bir müzisyenin her zaman yaratıcılığını koruması, yaptığı işin ne kadar iyi olduğunu kanıtlaması gerekir" diyor. Şef Mansur, Türkiye'de yurtdışındaki gibi ciddi ve başarılı müzisyenler olduğunu, fakat sistemin çoğunluğunun o müzisyenlerin ideallerini gerçekleştirmelerine izin vermediklerini ifade ediyor.
MÜZİK HAYATLA YÜZYÜZE GETİRİYOR Cem Mansur, müzik eğitimini Londra'da City University, Ricordi Şeflik ödülünü aldığı Guildhall School of Music and Drama ve daha sonra Los Angeles Filarmoni Enstitüsü'nde tamamlamış. 1981- 1989 yılları arasında İstanbul Devlet Operası şefliğini yapan Mansur, daha sonra çalışmalarını yurt dışında sürdürmüş. 1989-96 yılları arasında Oxford Şehir Orkestrası birinci şefliğine getirilmiş. 1998 yılında Akbank Oda Orkestrası Daimi Şefi olan Mansur, "Türkiye'de uzun zamanlar özlemini duyduğum genç ve dinamik bir orkestra ile çalışıyorum" diyor. İyi yetişmiş ve yaptığı işe hevesli gençlerle çalışmanın kendisi için bir avantaj olduğunu söylüyor ve müziğin kendisi için hem eğlence, hem iş, hem de hayatla yüzyüze gelmenin yolu olduğunu anlatıyor. Orkestrada sergilenecek eserleri kendisinin seçtiğini söyleyen Mansur, "Bir orkestranın programları, o orkestranın var olma sebebinini yansıtır. Bu da orkestranın başındaki insanın vizyonu doğrultusunda oluşur" diyor. İstanbul'da kanıksanmış bir müzik hayatının olmasını istemediğinin, insanların sınırlarını zorlayabilecek olduklarını göstermek için var olduklarının da altını çiziyor.
ÖNYARGIYI KIRMAYA ÇALIŞIYORUM Her konserin tekrar edilemiyecek bir tecrübe olduğuna inanıyor Cem Mansur. "Çaldığımız eserlerin çok iyi cd ya da kaset kayıtları olabilir, fakat önemli olan orkestramızdan, yanında verdiğimiz eserlerle birlikte zihinsel, duygusal bir tecrübe olarak dinleyerek o anı yaşamak" diyor. Diyarbakır'da verdiği bir konserde genç bir çocukla karşılaşan Mansur, çocuğun kendisine söylediği "Kasetten dinlemeye benzemiyormuş, seneler önce yazılmış bir şeyi burada orkestradan canlı olarak dinledim ve siz bizim için çaldınız. O anda müzik var oldu, bittiği zaman da artık yoktu" sözünün ne kadar doğru bir gözlem olduğunu vurguluyor. Türkiye'de müziğin anlatımı ile ilgili bir önyargı olduğundan bahseden Cem Mansur, "İnsanlar klasik müziği anlamayacaklarını düşünüyor. Ve bundan mahrum olarak yaşayacaklarını sanıyorlar. Ben de bu nedenle konserlerden önce yarım saatlik sohbetler düzenleyerek, insanlara bu konserin temasını, neden bu eserleri yan yana koyduğumu, eserlerin nasıl bir dünyanın müziği olduğunu ve neden ilginç olduklarını anlatıyorum" diyor.
|
|
|
|
|
![](/i/1_pix_trans.gif) |
|
![](/i/1_pix_gri.gif) |
|