|
|
O kadar da değil!
KURTLAR Vadisi dizisinde resmedilen lüks cezaevi koşullarını ilk gördüğümde, "Yok canım bu kadar da olmaz, abartıyorlar" demiştim. Mahkumlar içeride sürekli tabanca ve cep telefonu ile dolaşıyorlardı. Televizyondan, buzdolabına, özel mutfağa ve çalışma ofislerine kadar her türlü lükse sahiptiler. Hatta cezaevi müdürüne haber verip, istedikleri zaman dışarıya çıkabiliyorlardı. Geçen hafta gazetelere yansıyan "Cengiz İmren Olayı"nı okuyunca, içimden yapımcı Osman Sınav'ı bir kez daha kutlamak geldi. Zira sanatçıyı evinde arayan polisler, "Evde yok, isterseniz cebini verelim" yanıtını almışlar, cepten aradıklarında ise İmren'in o sırada cezaevinde bulunduğunu öğrenmişlerdi! "Kurtlar Vadisi"nin geçen hafta izlediğim bölümünde ise yine küçük bir hata gözüme ilişti. Memati, DGM'nin önünden sabah polis arabası çalarak kaçıyordu. Gece olunca Polat'la mezarlıkta buluşuyor ve şöyle diyordu: "Kulağım çınlıyor. Sabahtan beri sireni açık polis arabasıyla geziyorum." Yok, artık o kadar da değil. Türk Polisi, aradığı suçlunun çalıntı ekip otosuyla gün boyu İstanbul caddelerinde tur atmasına izin vermez...
|