|
|
Yanık ses hafifletici sebep midir?
Toz duman dağıldı. Artık Bayhan için “salim kafayla” yorum yapmak zamanıdır...
CUMA gününden beri yüreğimin iki yanı birbiriyle kavga ediyor. İçimde karşıt fikirler çatışıyor. Bayhan cinayet işlemiş. Ama pişman olmuş, cezasını da çekmiş. İnsan işlediği bir hatayla, günahla sonsuza kadar başbaşa yaşayabilir mi? Hayır. Kader kurbanlarını toplumdan dışlayarak, yeni suç tarlaları açmaz mıyız? Evet. Bunları yüreğimin sol yanı söylüyor. Peki ya sağ yanı? "Popstar Yarışması", bir yıldız yaratacak. O yıldızı halk seçecek. Bu nedenle o starın kendi çabalarıyla, torpille ya da "hasbelkader" yıldız olmuşlardan farklı bir misyonu bulunmalı. Çünkü "seçilmişler" seçkin olmak zorundadır. 12 yaşındaki genç, o şarkıcıyı kendine idol yapacak. Her yönüyle... Peki ya o çocuk, "Nasıl olsa toplum affediyor, hatta ödüllendiriyor" düşüncesiyle her insanın içinde varolan şiddete yol verirse ne olacak? Bu ülkede "Bizim oranın adetleri, meşhurdur cinayetleri" diye şarkı yazıldı ve insanlar bu şarkıyı barlarda göbek atarak söylüyor! Ya insan canına karşı daha da duyarsızlaşırsak ne olacak? Ve unutmadan; bir cana kıyanı affetmek sıradan bir insan için son derece kolay olabilir. Peki ya ölen delikanlının annesine hiç sordunuz mu? Evet, Bayhan'la ilgili kararı halk verecek. Ama birilerinin halkın önündeki yola fener tutup, aydınlatması da lazım. O halk, el yordamıyla daha nereye kadar gidebilir ki? Türk halkının "duygusal zaafını", daima güçsüzün, ezilenin yanında olma arzusunu "en doğru kriter olarak" yorumlamak bizi nereye götürür? O insanlar ki, bedensel kısıtlı Serkül'ü yalnızca "acıma" hisleriyle üç hafta boyunca birinci yapmadılar mı? Ben bu köşede defalarca anlattım. Evet, Serkül'ü destekleyin ama "fiziksel kısıtlılığı" için değil, pop kültürüne "engelsiz" başkaldırısı için dedim... Ama kampanya artık amacını aştı. "Popstar Yarışması" Türk halkının duygusal zaafları üzerine oturtulan, gözyaşının damıtıldığı bir "reyting rafinerisi" gibi işlemeye başladı. Bayhan olayının, tam da final gecesinde patlaması, sanki bir ajans bülteni gibi tüm gazetelere aynı gün ve saatte ulaşması bunun en belirgin kanıtı değil mi? Bayhan konusundaki karar tabii ki sizin... Ama yine de bu kara dehlizin içinde bastığınız yere dikkat edin!..
|