|
|
Gıdalardaki enerjiyi bedeninize taşıyın
Dr. Muzaffer Kuşhan, besinlerde bulunan değerli elementler hakkında bilgi edinmenin, sağlıklı beslenmenin ön koşulu olduğunu belirterek, bu konudaki önerilerini Günaydın okurları ile paylaşıyor
Vücudumuz için çok yararlı olduğuna inandığımız oksijen bazı durumlarda saldırgan oksijen molekülleri yani serbest radikaller üreterek, çeşitli sağlık sorunlarına yol açıyor. Dr. Muzaffer Kuşhan, bu saldırgan moleküllerin doğal yollardan alınan antioksidanlarla önlenebileceğini vurguluyor. Böylelikle serbest radikallerin sebep olduğu; damar sertliği, ülser, kanser, kalp krizi gibi sağlık sorunlarından korunmak mümkün.
Selenyum vücudu temizliyor Selenyum, vücudumuzda üretilmeyen ve dışarıdan almak mecburiyetinde olduğumuz bir oligo elementtir. Selenyum içeren ürünlerin üretildiği topraklarda selenyumun azalması, vücuda alınmasını da zorlaştırıyor. Çünkü topraklar selenyumdan yana fakirleştikçe, yiyecek maddelerindeki selenyum miktarı da azalıyor. Özellikle balıkta, ette, kuruyemişlerde ve bakliyatlarda bolca bulunan selenyumun işlevleri şöyle sıralanabilir: 1- Hücre zehirlenmelerinden koruyor. 2- Bağışıklık sistemini aktive ediyor. Virüslerle ve kanserle savaşan hücreleri güçlendiriyor. İşe yaramaz hale gelmiş hücre artıklarını ve zehirleri temizliyor. 3- Yaşlılarda virüslerin sebep olduğu müzmin hastalıkların hafif atlatılmasını sağlıyor. 4- Bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Kişinin günlük selenyum ihtiyacı 20 ile 100 mikrogram arasında değişiyor. Ancak kanser geçirmiş ve kanser riski grubuna girenler için günlük 200-400 mikrogram alınabilir. Selenyum eksikliği; 1- Bağışıklık sistemi yetmezliğine, 2- Damar sertliğine, 3- Kanserlerin oluşumuna neden oluyor. Selenyum en değerli antioksidan eser elementlerden biridir.
Şahsi tavsiyem: Beslenmemizde balık, et, ceviz, fındık gibi selenyum içeren yiyeceklerin büyük önemi var. Yaş ilerledikçe kandaki selenyum miktarının azaldığı tespit edildiğinden, ilave olarak 100-400 mikrogram arasında alınmasını tavsiye ediyorum.
Likopen Kalbi Koruyor Likopen havuçtaki karotinoidler sınıfından olup; domatesin, karpuzun, portakalın ve greyfurtun kırmızı rengini veren maddedir. Domateste, domates suyunda, salçada bol miktarda bulunuyor. Aynı şekilde, karpuzda, kırmızı portakalda ve kırmızı greyfurtta da vardır. Bütün bu maddeleri bol miktarda yiyorsak, likopen bizim için sorun olmasa gerek. Likopen, zararlı yani LDL kolesterolün serbest radikaller tarafından oksitlenerek, damar çeperine çöküp, damarı daraltmasını önlüyor. Yani bizi kalp damar hastalıklarından koruyor, kalp krizi riskini azaltıyor.
Şahsi tavsiyem: Ben her gün en az iki öğün bol salata tüketiyorum. Salatalarıma bol miktarda domates koyuyorum.
|