kapat
19.03.2002
 GÜNAYDIN
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 İSTANBUL
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 GÜNAYDIN
 ŞAMDAN
 CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

İlk vali iyi ki şarapçıymış!

Avustralya'nın ilk valisi gerçek bir şarap tutkunu olmasaydı bugünkü güzel şarapları kimse bilemezdi. Kaptan Cook, 1770 yılında küçük gemisi Endeavour ile okyanuslarda gezinirken Avustralya'yı keşfetti.

Gerçi o yıllarda bölgede dolaşan Avrupalı denizcilerin birçoğu gemileri ile bu devasa kara parçasına çarpmışlardı. Ama onlar buranın yeni bir kıta olduğunu fark edemedikleri için, Avustralya'yı keşfedenin Kaptan Cook olduğu kabul edilir. Kaptan Cook, bu arka bacakları üzerinde yaylanıp sıçrayarak dolaşan hayvanlar (kangurular) ve son derece zehirli mahlukat (dünyanın en zehirli on yılanının hepsi) ile dolu bu yeni kıtayı İngiltere kralının mülkü olarak ilan etmiş. 1787 yılında da ilk parti göçmen, Sydney limanına varmış. Bunların hepsi İngiltere'de çeşitli suçlardan hüküm giymiş mahkumlarmış.

İngiltere yeni sömürgesine bir vali atamış. Bu ilk vali şaraba pek meraklı olduğu için, yeni kıtasına giderken yolda Rio de Janeiro ve Cape Town'a uğrayıp oralardan asma götürmüş ve Avustralya'ya ekmiş. Bu tabii çok kolay olmamış, çünkü Avustralya çok kendine özgü bir yer. Kıtanın yüzde doksanı uçsuz bucaksız çöllerden oluştuğu gibi, buradaki hayvan ve bitkilerin yüzde sekseni dünyanın diğer yerlerinde bulunmuyor.

Yeni Avustralyalılar zamanla üzüm yetiştirmeye elverişli yerler bulmuşlar. Bunlardan biri de Sydney'in 150 km kuzeyindeki Hunter Valley imiş. Ama babaları ve dedeleri mahkum olan bu yeni kıtanın vatandaşlarının rafine zevkler geliştirmeleri haliyle zaman almış. Ve bir zamanlar sadece bira içen Avustralyalılar zamanla şaraba alışmışlar. Şimdi hem adam başı Amerikalılar'ın iki misli şarap içiyorlar, hem de ürettikleri şarabın neredeyse yarısını ihraç ediyorlar.

ETOBURLARA SHIRAZ
Hunter Valley ilk başta beyaz şarapları ile tanınıyordu. Vadiye hakim olan şarap Semillon idi. Başlangıçta hoş bir masa şarabı gibi görünen Semillonlar üç-dört sene bekletilince çok zenginleşebiliyorlar. Kırmızı üretimi ise 1963 yılına kadar Avustralya'yı kendisine yurt bellemiş olan Shiraz ile sınırlı idi. Shiraz laciverte çalan bordo rengi ve çok güçlü aroması ile etobur Avustralyalılar (ve diğer milletler) için ideal bir şaraptır. Sonraları sahneye daha rafine olan Chardonnay çıktı ve Hunter Valley dünyaca meşhur oldu. Rosemount Estate, Tyrell's ve Wyndham Estate gibi üreticiler, hafif buruk ama zengin meyve koku ve tatları ile bezenmiş Chardonnay'leri ile dünyaca ünlü olmuşlar. Bu markaları zaman zaman ülkemizde bulmak da mümkün.

Ben hep etin de şarabın da kırmızısının makbul olduğunu iddia edersem de, istisnalar yok demiyorum. Merak etmeyin, durup dururken tavuk yemenizi tavsiye etmeyeceğim, ama kabul etmeliyim ki, hele bu günlerde olduğu gibi ilkbahar kendini fark ettirmeye başlarken soğukça bir Chardonnay, bahçenizde çimlerin üzerinde, bahçeniz yoksa balkonunuzda içebileceğiniz en iyi şarap, hatta en iyi içkidir. Bahçe veya balkonunuz yoksa, bir şişe Chardonnay alıp olan bir arkadaşınıza gidebilirsiniz. Mutluluklar paylaşıldıkları zaman güzeldirler.

PANSİYON KEYFİ
Hunter Valley'in Sydney'e yakınlığı burayı turizm için de ideal bir yer yapıyor. Vadinin biraz altında bulunan ve sahil boyunca kilometrelerce uzanan bembeyaz plajlar, Hunter Valley'in etrafını saran yumuşak çizgili tepeler, bağların aralarına serpiştirilmiş küçük köyler ile burası mahkumların torunlarının yarattıkları bir cennet. Büyük şehirlerdeki işlerini bırakıp Hunter Valley'e yerleşen genç profesyoneller vadiye enerji getirmişler. Küçük pansiyonlar ise sadece gecelemek için değil, keyifli saatler geçirmek için yaratılmışlar.

Kaldığınız pansiyonun küçük terasında öğle yemeği öncesi buz gibi Chardonnay'inizi içerken sıcak Avustralya güneşi tepenizdedir, ama şansınız varsa okyanustan esen hafif rüzgarlar sizi serinletmekte şarabınıza eşlik edebilirler. Akşam yemeğinde Shiraz içmek istiyorsanız, bekleyin, Shiraz ve Barossa Valley haftaya bu sayfalarda.

Teoman HÜNAL



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır