kapat
15.03.2002
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
banner
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPUS
 HYDEPARK
 İNANÇ
 ANKETLER
 SABAH
 FOTOMAÇ
 ŞAMDAN
CİNSELLİK
 EMİNE BEDER
 SABAH PAZAR
 KİTAP
 SİNEMA
 SANAT
 RENKLER
 GURME
 TARİH
 SUNNY
 HİGH-TECH
 YAT&TEKNE
 NET YORUM
 NET GÜNDEM
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Bizde adet böyledir kocanın eli öpülür

20 küsur kişilik bir gazeteci takımıyla, 13 saatlik "çılgın" bir minibüs yolculuğundan sonra Ğprodüksiyona selam!- Mustafapaşa'ya vardık.

Mustafapaşa, Ürgüp'e bağlı bir köy. Tipik bir Kapadokya köyü. Kimi evler tepelerin içi oyularak yapılmış, kimisi yöre taşıyla... Beton yok. Nefis bir hava var. Güneşli ama insanı diri tutan bir serinlik. Dizi ekibi köyün en güzel evine fena halde yerleşmiş. Ev de ev hani. İki katlı, Rumlar'dan kalma kocaman bir konak. Mübadele öncesinde eski ismi Sinasos olan kasabanın belediye başkanının eviymiş. Giriş katında büyük bir avlu var. Avlu etrafında küçük odalar. Üst katlarındaki odalarda ise duvarlarında hâlâ ta o zamanlardan kalan dini resimler var. Evin şimdiki sahibi Süleyman Öztürk, "Old Greek House" adıyla evi pansiyon ve restoran olarak işletiyor yaz aylarında.

Köye sabaha karşı vardığımızda dizi ekibi çoktan hazırlıklara başlamıştı. O gün dizinin en önemli sahnelerinden biri olan düğün sahnesi çekilecekti. 56 kişilik dizi ekibi harıl harıl çalışıyordu. Yanar söner lambalar, fenerler, düğün masası, yemekler, nikah masası, çiçekler.. Her şey en ince detayına kadar düşünülerek set ekibi tarafından yerleştiriliyor...

RED BULL'LA YIKANMIŞ
Dizinin öyküsü Meral Okay'a ait. Öykünün esas ismi "Asmalı Konağın Hanımı". Ancak her ne olduysa arada "hanımı" lafı düşüvermiş. Kadın ve erkek oyuncular arasında ayrım olmasın diye midir nedir... Mahinur Ergun öyküyü senaryolaştırıyor. "Speedy Gonzales" de diyebileceğimiz Çağan Irmak da yönetmenliğini yapıyor. Bütün yönetmenler Çağan gibi midir bilmiyorum, ama Çağan gerçek bir enerji bombası. Küçükken Red Bull kazanına düşmüş de bir iki taşım kaynamış gibi duruyor. Daha doğrusu durmuyor. Kanatları olmadığına, tahmin ediyorum çok üzülüyordur. Merdiven in, çık... Uçardı daha iyi olurdu.

Aşiret reisi oğlu rollerinin vazgeçilmez şarkıcı oyuncusu Özcan Deniz, bu dizide de evin muktedir oğlu Seymen'i oynuyor. Köklü ve zengin bir Anadolu ailesinin oğlu olan Seymen, Amerika'ya okumaya gider. Okulu bitmek üzereyken Türkiye'ye gelir, bu sırada aile düşmanları babasını öldürür. Seymen ailenin ve işlerin başına geçer. Aradan iki yıl geçtikten sonra bir iş için yine Amerika'ya gider. Bahar'la tanışır. Son zamanların en gelecek vaat eden kadın oyuncusu Nurgül Yeşilçay'ın oynadığı Bahar, güzel sanatlarda okuyan, delifişek, ressam bir kızcağızdır. Birbirlerine aşık olurlar. Seymen geri döner ama aklı kızda kalır. Ve radikal bir kararla kıza evlenme teklifi eder. Kız da kabul eder ve hemen gelir. Şak diye evlenirler.

Oğlanın annesi, kızın kaynanası Sümbül Hanım son derece sevecen ama aynı zamanda da duruma hakim bir kadındır. Kartallar Yüksek Uçar dizisinin unutulmaz karakteri "Hanımağa"daki oyunculuğuyla zihnimize işlenen Selda Alkor canlandırıyor Sümbül Hanım rolünü. Hanımağa gibi gaddar bir karakter değildir Sümbül Hanım. Ama güçlüdür.

Bahar taşra hayatına alışmakta zorlanır. Özellikle töre kurallarına ayak uydurmakta zorlanır. Bu yüzden yer yer çatışmalar olur. Bu arada ailenin düşmanları yine ortaya çıkar. Seymen, kıza maço karakterini göstermeye başlar ve... Olaylar gelişir...

Dizinin diğer oyuncuları Selda Özer, Ege Aydan, Menderes Samancılar, Canan Hoşgör ve İpek Tuzcuoğlu.

KAVEDE EMLAK SOHBETİ
Oyuncuların hiçbirisi Kapadokya yöresine daha önce gelmemiş. O yüzden de pek mutlular. Gazeteci grubunun diğer elemanların "Nurgül ile Özcan arasında aşk var" haberini nasıl yapalım da yapalım diye kendi aralarında konuşur anlaşır ve haberlerini İstanbul'a geçerken biz Özcan Deniz'le meydana doğru gidiyoruz. Yürürken bir köylü Özcan Deniz'in yanına yaklaşıyor

- Sana buradan ev alalım abi.

- Hangisini?

- Bak şu tepedeki satılık.

- Güzelmiş, kaç odalı?

- Bir sürü odası var...

- Kaça satılıyor?

- Konuşuruz. Sana bir güzellik yaparız...

Özcan Deniz bu fikri bayağı bayağı tutuyor. "Bak ne güzel havası var. Buraya albüm yapmaya bile gelebilirim...Vallahi gelirim. Şu kahveye gelip gazozumu içebilirim... Yaşa git aslında... " diye mırıldana mırıldana kahveye gidiyoruz.

Özcan'ın canı, gazoz deyince gazoz istiyor haliyle. Heyhat gazoz yok! Yerine Fanta içiyoruz.

Uzun uzun Özcan Deniz'deki değişimlerden söz ediyoruz. Arabeskçi kostümlerinden, delikanlı edebiyatından, halka karşı yapılan ikiyüzlülüklerden ve onun bunlardan ne kadar sıkıldığından söz ediyoruz. İçinde bulunduğu çevrenin aksine Özcan Deniz gayet gerçekçi ve alçakgönüllü. Son derece aklı başında şeyler söylüyor. Daha da önemlisi imaj konusunda ciddi fikirleri var.

Derken Nurgül Yeşilçay, makyajı yapılmış bir halde yanımıza geliyor. Starlıktan konuşuyoruz. Henüz star olmadığını, zaten de istemediğini söylüyor. Starlığın yalnızlık olduğunu düşünüyor. Nurgül Yeşilçay, dizinin star oyuncusundan ziyade reji asistanı gibi duruyor. Tek bir kapris, tek bir nazlanma, tek bir öfkelenme ya da buna benzer duygu patlamaları yok. Ne gariptir ki Özcan Deniz ve Selda Alkor'da da yok. Esasında kimsede yok... Bu kadar harikulade bir ekip yani... Keşke herkeş yapsa... Biz varız diye mi bu kadar makuller, gidince değişecekler mi bilemeyiz tabii. Çekimler daha bir buçuk ay sürecek. Bir buçuk ay boyunca günde beş saat uykuyla duracaklar. Gece çekimlerinde donacaklar. Otelin harikulade menemenleriyle (bazen yemek çıkartmayı unutuyorlar, o zaman menemen yapılıyor) karınlarını doyuracaklar... Kısacası işleri gerçekten zor.

15 saatlik düğün sahnesi
Dizinin en önemli sahnelerinden biri olan düğün sahnesi tam 15 saat sürüyor. Öğleden sonra üçte başlayan çekimler sabah beşte, gün doğarken bitiyor. Gündüz güneş varken çok hissedilmeyen soğuk, akşam oldu mu ısırmaya başlıyor. Biz hariçten gazel okuyanlar için sorun yok tabii. Üzerimizde paltolar, içimizde kazaklar, sıkıldık mı gidivermeler. Ama o set ekibi, bilhassa oyuncular tir tir titrediler. Üzerinde gelinlikle Nurgül Yeşilçay da, yönetmen her "stop" deyişince olduğu yerde zıplıyordu.!

Mutlu TÖNBEKİCİ



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2002, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır