Vatandaş olarak bizim derdimiz ne, Ankara neyi tartışıyor diye sakın düşünmeyin..
Ankara'nın gündemi ile bizim gündemimiz yine uyuşmuyor diye bakmayın..
Ankara ilk kez ciddi ciddi geleceğimizi tartışıyor..
Fazla zamanımız yok..
19 Mart, dönüm noktası..
Türkiye bu yıl Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakerelerine ya başlayacak ya da belirsizlik dönemine girecek..
Peki sorun ne?..
Tek başına idam mı, ana dilde yayın mı, öğrenim mi?..
Yoksa tümü mü?..
Takıldığımız nokta ne?..
Gelin bunu tanık olduğumuz bir olayla açıklayalım..
Galatasaray'ın Avrupa Şampiyonlar Ligi'ne katılmaya hak kazandığı ilk yılı hatırlayın..
UEFA'dan heyetler geldi..
Ali Sami Yen Stadı beton basamaklardan oluşuyordu.. İster gazete kağıdı ser otur, ister ayakta izle..
Olmaz dediler.. Koltuk yapacaksın.. Her seyirciye bir koltuk..
Ardından, ışıklandırma düzenine baktılar.. Bu da olmaz dediler, değiştireceksin..
Sıra kapılara geldi..
Turnike istediler..
Yani, stada gelen turnikeden geçecek, koltuğuna oturacak, karşılaşmayı izleyecek..
Kural bu..
Sahaya ses çıkarmadılar.. Çünkü Türkiye Özal'la birlikte çim sahalara kavuşmuştu..
Saha eskisi gibi toprak olsa, burada Avrupa maçı oynanmaz derlerdi..
Demek ki bir koşul önceden yerine getirilmişti..
Galatasaray kulübü kolları sıvadı, Ali Sami Yen Stadı'nı Avrupa standardına getirdi..
Yine heyetler geldi..
Stadın her yerini gezdi.. Tuvaletleri bile denetlediler..
Tamam dediler..
Bu statta Şampiyonlar Ligi maçı oynanabilir..
Aynı serüvenden Fenerbahçe de Beşiktaş da geçti..
Türkiye, Avrupa ligine böyle girdi..
Şimdi soruyorum..
Bunun adı 'teslimiyetçilik' midir?..
AB üyeliğinin şartları belli.. Kopenhag kriterleri ortada..
Ya kabul edip yerine getireceksin.. Ya da ben bu işte yokum diyeceksin..
Bunun başka yolu yok..
Spor örneğine geri dönelim..
Şimdi biz diyoruz ki..
Işıklandırma sistemini düzeltelim.. Ama tribünlere koltuk koymayalım.. Kapılara da turnike yapmayalım..
Neden?..
Türkiye'nin kendine özgü yapısı var.. Koltuk koyamayız..
Sonra, seyirciler koltukları kırıp sahaya atar, birbirlerine atar, anarşi çıkarsa..
Avrupa da diyor ki..
Koltuk Avrupa standardı.. Koltukları kırdırmamak ise senin iç işin..
Ona ben karışmam..
İşte AB tartışması bu kadar basit..
Bu kadar net..