Yeniden gündeme gelen doktorlara uygulanacak mecburi hizmet yasasıyla ilgili olarak görüşlerimi sizinle paylaşmak istedim.
Boş sağlık ocaklarının ve hastanelerin içi araç gereçle ve yardımcı sağlık personeliyle donatılmalı daha sonra doktor verilmelidir. Ve ayrıca adam gibi maaş (en az sizinki kadar) verilmelidir. Mesela siz neden doğuda gidip gazetecilik yapmıyorsunuz. Oradaki insanların da sorunlarını anlatacağı gazetecilere ihtiyacı var değil mi? Gitmezsiniz çünkü;
1 - Yaşayacağınız ortam hoşunuza gitmez Büyük kokteyller yoktur. Yeterince eğlenemezsiniz...
2- Yaşam şartları kötüdür...
3- Muhatap olacağınız sosyal çevre sizin kültürünüze yakın değildir...
4- Belki can güvenliğiniz tehdit altındadır...
5 - Daha az para kazanırsınız...
İstanbul'da binlerce doktor, hastane, bir sürü araç gereç binlerce tomografi (MR) var. (İngiltere'nin toplamında bu sayı İstanbul'un belki yüzde biri) Şehir dışında bir trafik kazası geçirdiğinizi düşünelim. Sizce ambulans kaç saatte gelir? Geldiğinde yaşıyor olma yüzdeniz kaçtır ? Ambulansla gelen kişinin ya da doktorun sizin yaşamınızı sürdürmenizi sağlayacak manüplasyonları bilme oranı kaçtır? Maalesef çok düşüktür. Büyük ihtimalle ölürsünüz. Belki cebinizde çok paranız, villarınız, katlarınız, yatlarınız vardır. Ama o anda bunların hiç bir önemi yoktur. Örneğin Kemal Sunal...
Batı'da ilk müdahaleyi doktor bile yapmaz ama buradaki doktorlardan çok daha iyi ilk yardım yaparlar. Çünkü iyi eğitim almışlardır. Size bir sır vereyim tıp fakültelerinden mezun olan doktorların çoğu ilk yardımın i'sini bilmez. Ama suç onların değil. Suç yine politikacıların her yere aç tıp fakültesi, yap beş para etmeyenleri hoca, sonra o doktordan mecburi hizmet, ilk yardım v.s bekle. Bence bu ülkede o genç doktorlar kendi sağlıklarını korusalar bile yeter. Çünkü her an ellerine yanlışlıkla injektör batırıp hepatit ve aids bulaşımı tehlikesiyle karşı karşıyalar. Ve bu hastalıkların tedavi masraflarının ne kadar olduğunu bu yükü de devletin çekeceğini de düşünmenizi öneririm. Birçok sağlık çalışanı aşısızdır. Çünkü sağlık bakanlığı aşı parasının getireceği yükü düşünür. ama o kişi hastalandığında getireceği maliyetin 1000 kat daha fazla olduğunu düşünmez. Eminim %0 siz de aşısızdırsınız. Ya da hepatit taşıyıcısı ya da hastasısınızdır.
Türkiye'deki sağlık sorunu nasıl çözülür?
1- Düzenlemeler politik oyunlara alet edilmemeli...
2- Tıp fakültesi açmayı bırakmalı ve fakülte kontenjanlarını da sınırlı tutmalı...
3- Hoca kalitesini yüksek tutmalı. Bana kalırsa hocaları yeterlilik konusunda sınava tabii tutmalı başarısız olanların akademik ünvanı alınmalı eğitim kadrosundan uzaklaştırılmalı...
4- Kafası çalışan, kaliteli kişilerin doktor olmasını özendirmek için doktorların sosyal durumu düzeltilmeli...
5- Yukardakiler yapıldıktan sonra mezun olan kaliteli doktorları da kaliteli yardımcı personeli, aracı ve gereciyle istediğin yere atayabilirsin...
Kısaca; araçsız gereçsiz, bilgisiz ve yardımcı sağlık personeli olmayan bir doktor yazacağı gazetesi olmayan bir köşe yazarına benzer ve hiç bir işe yaramaz...
Saygılarımla
Dr. Ayşe GÜNALAN
Not: Çok sıcak biçimde süren Avrupa Birliği tartışmasına, cihet-i askeriyenin dün aniden, beklenmedik bir sertlik ve açılım ile girişmesi beni şaşırttı doğrusu. Hemen yorum yapmak yerine, bir okur mektubunu yayınlamayı uygun gördüm. (İ.S.)