Aşk, ihtiras; kötü adam, iyi adam; iyi çocuk, kötü çocuk... Öyle bir maç ki, hepsi var. Hatta tribünlerden atılan sustalı bıçak bile var.

Bir hakem seyrettim, mükemmel. Maçtaki en büyük hatasını 72. dakikada yaptı. Koray Gencerler'in hiç gereksiz ve çok geç kaldırdığı bir bayrağa takıldı, avantaj uygulayacakken döndü, ofsayt verdi. Belki de maçın başından sonuna kadar uyguladığı, hem de süper uyguladığı avantaj kuralını burada da uygulasa, A.Gücü bir gol daha kazanırdı sanıyorum.

Türkiye'de özellikle büyüklerde oynayan futbolcular ve sonradan Avrupa Kupaları'nda veya milli takımlarda mücadele eden oyuncular, Türkiye'deki eyyam yapan, sağı solu oynayan hakemler sayesinde çok şey kaybediyorlar. Ama dün gördüğünü çalan bir Ali Aydın olunca Abdullah da gitti, Yusuf da... Hadi Abdullah'ın pozisyonuna 'Bir ikili mücadele. Yaparsın' diyelim. Ama Yusuf'unkine diyecek hiçbir şey yok. Koray Gencerler'in ya annesini ya sülalesini ya da kendisini argo biçimde hatırlattı ve kırmızıyı gördü. Bir futbolcu için bundan daha fazla 'takımını sattı' benzetmesi nerede yapılır bilemem...

Adaleler dayanmıyor
Serhat daha çok genç. Bir darbe alıyor, 4 takla atıyor. Bir yeri kırıldı zannediyorsunuz, kalkıp depar atıyor. Andersson, orta kendisine gelmeyince Serhat'ı şikayet ediyor, kendi işaret parmağıyla kendi beynini göstererek Serhat'ı adresliyor.

Önümde oturan 15 yaşında bir çocuk, bir F.Bahçeli futbolcu topa girince (ismini yazmak istemiyorum) "Topa Türkan Şoray gibi giriyor" diyor. Türkan Şoray'ın hayatında topa vurduğunu sanmıyorum. Ama çocuğun benzetmesi, F.Bahçe'nin dün geceki topyekün mücadelesini tıpatıp anlatıyor.

Fenerbahçe, "Ben büyük takımım" diyor. Sahada oynayan futbolcuyu televizyonda bile baksanız sırt numarasından görmeniz mümkün değil. Stattakiler de afaki seyrediyorlar. Formanın sırtında beyaz bir zemin olacak, onun üstüne numarayı yapıştıracaksınız. Sakın bu söylediklerime detay demeyin, nüans demeyin. Hepsi birleşince bir bütün yapıyor. Güzellik de o bütünden çıkıyor.

Fenerbahçe, dün gece mücadele etmedi. Tekmeye kafasını koyamadı. Dikkat edin, Mustafa'dan sonra Lorant gelince futbolcuların arka adale sigortaları patır patır atmaya başladı. Onun için Werner Lorant'a bir şey söyleyemiyorum. Yalnız, şu bir gerçek; bu lig çok şeylere gebe.