Çarpık ve düzensiz bir toplumda zaten çeşitli "sancı"larla büyüyen gençlerin, duygu ve davranışlarını, kendi tiraj ve reytinglerine kurban edenleri, yerin dibine soktuğum yazıya gönderdiğiniz tebriklere, gönül dolusu teşekkürler.
Şimdi, önce, kopartılan "budala" kıyamete Alman Lisesi velilerinin verdiği cevabı okuyalım: "Sayın Sarıer, Alman Lisesi'nin 135 yıllık tarihi boyunca yetiştirdiği öğrenciler arasında, halen ülkemize ve toplumumuza değerli hizmetlerini sürdüren birçok devlet adamı, diplomat, üst düzey bürokrat, bilim adamı, her dalda öğretim üyeleri, büyük kuruluş ve şirket sahipleri ve üst düzey yöneticileri, sanatkarlar, sporcu ve spor adamları, gazeteci ve köşe yazarları bulunmaktadır.
Böylesine saygın ve önemli bir eğitim kurumunun, bir TV programında acımasızca saldırıya uğraması ve bütün camianın karalanmaya çalışılması hiç bir insaf ölçüsüne sığdırılamaz. Binlerce Alman Liseli'yi rencide eden bu talihsiz yayını kınıyoruz.
Yaşanmış olan olayların yüreklerde derin acılar bıraktığı kesindir, ancak bunların genellenerek İstanbul Alman Lisesi'ni, idaresini, öğretmen ve öğrencilerini ve de mezunlarını zan altında bırakacak nitelikteki bu yayınların, orada halen öğrenim görmekte olan genç yüreklerde ne denli yaralar açabilecekleri, onların morallerini ve yarınlara taşımak istedikleri umutlarını ne denli köreltebilecekleri gözardı edilmektedir. Alman Lisesi ülkemize değerli, bilinçli, bilgili, üstün vasıflı, hür düşünceli öğrenciler yetiştirmeye bundan böyle de devam edecektir.
Bizler, öğrencilerimizin yitirdikleri özgüvenlerini, itibarlarını ve onurlarını geri kazanmaları için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini düşünüyoruz.
Bırakalım sevgili öğrencilerimiz sağlıklı bir ortamda öğrenimlerine devam etsinler.
Bu bildiriyi, sorumsuz yayınlardan büyük ölçüde etkilenen gençlere ve anne babalarına "yalnız değilsiniz" demek için yayınladım.
Gazetecilik mesleği, gözünü hırs bürümüş birkaç duygusuzun eline de kalmadı.
Gazetecilik, duygu ve düşüncede "denge" işidir.
Yetiştirdiği evlat için endişe, merak ve tedirginlik çekmemiş insanlardan başka anne ve babaları anlamasını nasıl beklersiniz?
Sadece kendini düşünenlerde, "duygu dengesi" olur mu?
Size samimi bir düşüncemi söyleyim mi:
Evlat büyütmemiş bir gazeteciye, köşe, gazete yönetimi ve tv yayını vermek bence caiz değildir.
Toplumun sağlığı açısından...