Hollywood gözüyle BOSNA
Balkanlar'ı kana bulayan savaş sinemada. "Düşman Hattı", Sırp kasaplarının Boşnaklar'a yaptıkları katliamı belgeleyen bir film
1900 yılbaşını yaşayanlar, yeni gelişmeler ışığında herhalde 20. yüzyılın bir bilim, barış ve kültür çağı olacağını ummuşlardı. Ama pek de öyle olmadı. Ve geçen yüzyıl, tarihin gördüğü en büyük ve kanlı savaşlara tanıklık etti.
Ve bizler tüm bu savaşları Amerikan sineması sayesinde izleyip öğrendik. İlk ve ikinci dünya savaşlarını, Kore ya da Vietnam'ı Hollywood'un gözünden gördük. Ve savaş sineması, en azından kimi başyapıtlarıyla sinemasever belleğimizde unutulmaz izler bıraktı.
Ve işte şimdi de Balkanlar'ı kana bulayan Bosna Savaşı sinemalarda... Tam sahte bir barışın eşiğinde, Sırp kasaplarının Boşnak halkına yaptıkları katliamı belgeleyen iki Amerikan pilotunun esir düşmesi ve sağ kalan birinin düşman hatlarını yararak kurtulma çabası...
"Düşman Hattı", reklamcılıktan gelen bir yönetmenin ilk sinema filmi. Gerçekten de reklam filmlerini hatırlatan gösterişli bir üslupla çekilmiş, tam günümüzün yükselen Amerikan milliyetçiliğine uygun, özellikle hava sahneleriyle (bir uçağı izleyen füzeler sekansı mükemmel) dikkat çeken bir film. Oyalayıcı, hamasi, propagandacı ve etkileyici...
Ve bir kez daha film, Hollywood usulü apaçık göz boyama trüklerine karşın, eleştiriye karşı belli ölçüde bağışık duruyor. Çünkü Amerika, bir kez daha 'haklı cephe'de yer alıyor. İlk dünya savaşında çılgın Alman emperyalizmine, ikincisinde uluslararası faşizme karşı çıktığı gibi, bu kez 'uygar Avrupa'nın göbeğindeki son soykırıma karşı savaşıyor. Ve bu durumda, ne denli Amerikan-karşıtı olsanız da, bu tarz filmleri eleştirme hakkınız, en azından zayıflıyor.
TAM GENÇLERE GÖRE...
Bağımsız filmler şenliği başladı
Bağımsız sinema tüm dünyada yol alıyor. Gençler alışılandan farklı olan kendi kişisel filmlerini yapmak istiyorlar. Ve bu alanda, başta Amerika, tüm dünyada yeni fırsatlar doğuyor. İşte İstanbul'da tümüyle bağımsız sinemaya ayrılan yepyeni bir festival. 18 Ocak'ta başlayan ve 27 Ocak'a kadar sürecek olan 1. Bağımsız Filmler Festivali. Ve işte sizin için seçtiğimiz "en iyiler"...
Beyoğlu Fitaş sinemalarında yapılan festivalin "Hit Filmleri"nden özellikle festivale katılacak olan Darren Aronofsky'nin "Bir Rüya İçin Ağıt", Jennifer Jason Leigh ve Alan Cumming'in birlikte oynayıp yönettikleri "Yıldönümü Kutlaması", Todd Solondz'un "Öykü Anlatımı", Joel Coen'in "Orada Olmayan Adam" ve Mike Figgis'in "Otel" filmlerini görmeye çalışın. "Akıl Defteri"ne ayılıp bayılanlardansanız, yönetmenin ilk çıkışı "Takip'"i de atlamayın.
EŞCİNSEL SİNEMA ÖRNEKLERİ
Gökkuşağı Filmleri ise eşcinsel sinema örneklerinden oluşuyor. Özellikle "Kayakçı", "Cinsiyetlerin Karışıklığı" ve "Nico ve Danni", tüm festivalleri dolaşan ilginç yapımlar. Tüm filmlerini İstanbul festivalinde gördüğümüz François Ozon'u izleyip sevdiyseniz, kısa filmlerini de görün. "İlk Filmler", adını hiç duymadığım yapımlardan oluşuyor. Tam bir kumar!..
"E Şıkkı" bölümünde ise, canlandırma sinemasının büyük ustası Jan Svankmajer, İstanbul festivalinin tanıttığı kendine özgü belgeselci Errol Morris, farklı filmlerin yönetmeni Robert Lepage gibi isimler var.
* Bizce en iyi 5 film: Orada Olmayan Adam, Öykü Anlatımı, Otel, Kayakçı, Olası Dünyalar.
AMERİKAN MİLLİYETÇİSİ BİR FİLM
"Düşman Hattı", reklamcılıktan gelen bir yönetmenin ilk sinema filmi. Film, gerçekten de reklam filmlerini hatırlatan gösterişli bir üslupla çekilmiş. Gene Hackman'ın boşrolde oynadığı film, tam da günümüzün yükselen Amerikan milliyetçiliğine uygun bir içerikte...
DÜŞMAN HATTI
(Behind Enemy Lines) **
* Yönetmen: John Moore
* Senaryo: Zak Penn, David Veloz
* Görüntü: Brendan Galvin
* Müzik: Don Davis
* Oyuncular: Owen Wilson, Gene Hackman, Joaquim de Almeida, David Keith, Olek Krupa/ Fox filmi.
Komiser Columbo'dan sulu zırtlak bir komedi
Salako Romano adeta şimdiye dek yapılmış tüm komedi filmlerinin bir kopyası gibi. Üstelik unutulmaz Komiser Columbo (Peter Falk) bile eski "Baba"ların yanında ikinci sınıf kalıyor
Amerika'nın iki büyük şirketinin, Touchstone Pictures ve Buena Vista'nın ortak-yapımı olarak karşımıza gelen bu yeni komedi, Hollywood'un artık komedi deyince nerelere düştüğünün ve popüler sinemanın ulaştığı bayağılığın bir simgesi gibi duruyor. Anlayana çok ders içeren...
Konu, komedi sinemasının eskimez trüklerinden birine dayanıyor. Ünlü bir mafya ailesinin başı yasalarla derde girmiştir ve FBI'ın elinde bulunan kanıtların ne yapıp edip yok edilmesi gerekmektedir. Ama ailenin yaşlı babası, biri okuma-yazma özürlü, öbürü eşcinsel oğulları ve diğer bireyleri öylesine iyi tanınmaktadır ki, aile 'mecburen' yıllar önce evden kovdukları bir 'umutsuz vaka'ya başvurur. Yani, Romano Ailesi'nin yüzkarası, hayatını hayvanlara adamış, saf, beceriksiz ve oldukça salak veteriner Corky... Corky zorla acar bir FBI ajanı kimliğine bürünür ve ortalık karışır.
ÇOK KOLAY GÜLENLERE
Kaçınılmaz olarak ünlü Saturday Night Live amatör komedi şovlarından gelen yeni komedyen Chris Kattan, yeterince sempatik değil. Hele komedinin o ünlü aslarının yerini tutması sözkonusu bile olamaz. Her şey, bu konudaki yapılagelmiş filmlerin soluk bir kopyası gibi duruyor. Unutulmaz 'Columbo' Peter Falk'ın baba Romano'su bile, en azından Marlon Brando'nun 'baba'sı ve de sonraları o kimliğe getirdiği öz-alay hatırlandığında, çok ikinci sınıf kalıyor.
Ancak çok kolay gülen ve ne pahasına olursa olsun komedi izlemek isteyenlere...
İLLE DE KOMEDİ DERSENİZ
Salako Romano, popüler sinemanın ulaştığı bayağılığın bir simgesi gibi duruyor. Peter Falk "Baba" rolüne iyi oturmuyor, Chris Cattan da yeterince sempatik bir oyuncu değil.
SALAKO ROMANO
(Corky Romano) *
* Yönetmen: Rob Pritts
* Senaryo: David Garrett, Jason Ward
* Görüntü: Steven Bernstein
* Müzik: Randy Edelman
* Oyuncular: Chris Kattan, Vinessa Shaw, Peter Falk, Matthew Glave, Dave Sheridan, Richard Roundtree
* Touchstone Pictures yapımı.
34 YILLIK GELENEK
SİYAD ödülleri yarın veriliyor
Türkiye'de sinema yazarları biraraya gelerek yılın film ve sanatçılarını seçtiler. 1968'den beri, tam 34'üncü kez... Ve birkaç yıldır sinemamızın tüm dallarını kapsayan ve Altın Küre gibi bir törenle verilen ödüller, yarın akşam Cemal Reşit Rey salonunda sahiplerini bulacak.
Sinema eleştirisiz olmaz. Hiçbir sanat alanı, dışarıdan ve sanatsal kriterli bir bakış olmadan gelişemez. Bu açıdan, "eleştirmenlerin seçtikleri" her yerde olduğu gibi bizde de önemlidir. Onun için, Türk sinemasının bu olaya sahip çıkmasını ve yarın gece tüm sinemacıların orada buluşmasını diliyoruz.
HAFTANIN YILDIZ TABLOSU
OĞUL ODASI ****
SON***
SON KALE***
DAVA**
|