Kanal kanal geziyorum. Karşımda Meclis TV. Milletvekillerinden biri dizüstü bilgisayarı ile, lap top'la çıkmış kürsüye. Meclis'in bir bölümü, hemen makaraya alıyor arkadaşlarını. Meclis sıralarından kahkahalar yükseliyor.
Ne var bunda gülünecek, dalga geçilecek? Ha not defteri, ha lap top. İkisi de aynı işlevi görüyor. Milletvekili çağa ayak uydurmuş. Ne var bunda alay edilecek?
Günümüzün en önemli, en modern, en gözde iletişim aracı ile dalga geçen milletvekillerinden çağı yakalamalarını nasıl beklersiniz?
KIZINI DÖVME, SEV: "Böyle mi Olacaktı?"da Deniz mankenliğe merak sardı. Babası, kızına demediğini bırakmadı. Deniz'in babaannesi de oğlundan yana. "İyi yapıyor oğlan" diyordu. "Kızını dövmeyen dizini döver!"
Dede isyan ediyordu bu sözlere: "Dizini dövmeyeceksin, kızını seveceksin, ona iyiyi kötüyü öğreteceksin" diye haykırıyordu.
Hay ağzına sağlık dede. Her baba senin gibi düşünse, hiçbir kız evden kaçıp uçurum kenarlarında dolaşmaz.
BİZ VE ONLAR: "Kobra Takibi"... Haydutlar bir yolcu otobüsünü kaçırmışlar. Silahı şoförün başına dayıyorlar, kırmızı ışıktan geçmesini istiyorlar. Bir anda etraf toz duman. Otobüse çarpan çarpana.
Bizde asla böyle bir şey olmazdı! Zira; Türk sürücü, kırmızı ışıkta bile her an karşısına bir aracın çıkacağının bilincindedir.
Asla paniklemezdi, otobüsün yanından yağ gibi süzülüp, geçerdi!