kapat
14.12.2001
 SON DAKİKA
 EDİTÖR
 YAZARLAR
 HABER İNDEKS
banner
 EKONOMİ
 FİNANS
 MARKET
 RAMAZAN
 TÜRKİYE
 DÜNYA
 POLİTİKA
 SPOR
 GALOP
 MAGAZİN
 SAĞLIK
 KAMPÜS
 İSTANBUL
 NET YORUM
 HYDEPARK
 ANKETLER
 ŞAMDAN
 GOOOOL
 DİYET
 TATLILAR
 SAMANYOLU
 CİNSELLİK
 TELE ŞAMDAN
 WEEKEND
 MELODİ
 ASTROLOJİ
 SARI SAYFA
 CANLI
 METEO
 TRAFİK
 ŞANS&OYUN
 ACİL TEL
 KÜNYE
 WEB REKLAM
 ARŞİV
 

Haleften selefe HADEP

Geçen günkü Sabah'ta Şamil Tayyar, "HADEP'in gizli seçim planı"nı deşifre ediyordu...

Haberde "HADEP Meclis'e girmenin yolunu buldu. Adaylar, il ve ilçelerdeki kadın ve erkek seçmenlere dağıtılacak" deniliyor; ardından da MGK'da yapılan şu tespite dikkat çekiliyordu: "PKK etkisini yitirdi ve HADEP yıprandı. Diğer partiler bölgeye yönelirse HADEP çözülebilir."

Bu anlamda HADEP'in kendi içinde yaşadığı değişim ve Meclis'e girme çabalarına dönük birkaç satır yansıtayım...

BUNDAN BİR YIL ÖNCESİ

Bundan bir yıl kadar önceydi...

HADEP'in o dönemki Genel Başkanı Ahmet Demir bazı gazetecilerin yönetici ve yazarlarına Maçka Oteli'nde bir yemek vermişti... O yemeğe Sabah'tan davet edilenler arasında Can Ataklı da vardı...

İşlerinin yoğunluğu nedeniyle gidemeyeceğini, kendisi yerine benim katılmamı rica etmişti...

Bunun üzerine o geceki yemekli toplantıya ben katıldım... Sonrasında izlenimlerimi de Can Ataklı'nın köşesinde yazdım...

İşte o yemekli toplantıdan bugüne dair birkaç izlenim notu...

........

DEP Genel Başkanı Hatip Dicle, Sabah'ta o dönem yazmakta olan Güneri Cıvaoğlu'na 17 Şubat 1994 günü PKK bombası ile şehit edilen Tuzla Yedeksubay öğrencileriyle ilgili şu açıklamayı yapmıştı:

"Bu öğrenciler masumdur, ama savaşta askeri hedef teşkil ediyorsa masumların da öldürülmesi kuraldır. Üstlerinde askeri üniforma vardı.

Askeri üniforma taşıyanlar hedef değil mi? Cenevre anlaşmasına göre askeri hedefler vurulur, sivil hedefler vurulmaz. Devlet de sivilleri vurmamalıdır."

Geçmişte bu ve buna benzer birçok ifade yer almıştı basında.

"Kitle partisi olmak istiyoruz" diyen, HADEP'in o dönemki genel başkanına bu sözlerin Türkiye'de yarattığı infiali hatırlatıp sordum:

"Bir iç hesaplaşma yaptınız mı? Bu tavrı onaylıyor musunuz?"

Cevabı, 15 yılı aşkın bir süredir devam eden dönemin sonuçlarının çok ağır olduğu yönündeydi; "Şiddet içermeyen çözüm önerilerini destekliyoruz" dedi.

Ardından kitle partisi olma yolunda katettikleri mesafeden bahsetti.

Kürt partisi olmak yerine "Türkiye'nin partisi olmak istiyoruz. Bunu takiyye olsun diye değil, samimi duygularımız olarak burada

açıklıyorum" dedi.

Ahmet Necdet Sezer'in Cumhurbaşkanı olması ile gelecek adına umutlandıklarını, Türkiye'de değişim konusunda bir konsensus

oluştuğunun altını çizdi...

AYNAYA KIZMAK

Bunun üzerine bir kitle partisi olma iddiasındaki HADEP'in Türkiye ile ilgili ne gibi yeni hazırlıkları olduğunu sordum. Başkanlık, yarı başkanlık sistemleri hakkında ne düşünüyorlardı.

Arızalarının giderilmesi şartı ile Parlamenter sistemden yana olduklarını söyledi.

Ve ardından "Genel bir af" beklentisi içinde olduklarını belirtti.

Kendilerine bununla ilgili ulaşan bir duyum olup olmadığını sorduğumda ise "Var, dağdan inmek istiyorlar" dedi.

Söz bir ara medyanın kendilerine haksızlık ettiği konusuna gelip takıldı.

Leyla Zana'nın Meclis kürsüsünden yaptığı ajitasyondan başlamak üzere, Dicle'nin Sabah'ta yayınlanan o sözlerine dek birtakım yanlış,

kamuoyunu infiale sürükleyen eylemlerden bahsettim.

PKK ile iç içe geçmiş bir siyasi fotoğrafın sorumlusu olarak biz gazetecileri görmelerinin doğru olmayacağını, hatayı kendilerinde

aramaları gerektiğini hatırlatıp, "Aynaya kızılmaz" dedim.

Bu sözlerimin üzerine Demir, bu yanlış görüntünün Kürtler'in geniş bir kesimi tarafından destekleniyor olmasından kaynaklandığını belirtip, "PKK yasadışı bir siyasi organizasyondur. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin kurallarına göre kurulmuş bir siyasi partiyiz" dedi.

Kesin bir dille Kürt milliyetçisi bir parti olmayacaklarının altını çizdi. Ama, sohbetin özel kesiminde ortaya çıkan böylesi bir

fotoğrafa da hayır diyemedi.

SEÇİM İTTİFAKI

Ve...

O geceki toplantıda sorduğum bir başka soru üzerine, HADEP Genel Başkanı Demir, yeni dönemde mutlaka Meclis'e girip iktidara ortak olacaklarını söyledi...

Bütün partilerle ittifak arayışı içinde olduklarını, bu anlamda bir dizi görüşmeler yaptıklarından bahsetti. Sonrasında bu izlenimlerimi Sabah'ta Can Ataklı'nın köşesinde yazdım...

Ardından hemen bu sözleri söylemedikleri yönünde bir açıklama yaptılar. "Apo teröristtir" diye bir ifade kullanmadıklarını, seçim ittifakı yönünde herhangi bir çabaları olmadığı söylediler...

Bunun üzerine partinin yöneticileri ile bir kez daha yüzyüze geldim ve onlara "yalanlayacaklarsa, neden böylesi bir açıklama yapma ihtiyacı olduğunu" sordum...

Çünkü ben orada bir gazeteci olarak bulunuyordum ve onlar da merkezdeki bir siyasi parti olarak siyasi yaşamlarına devam etmek istediklerini bana söylüyorlardı...

Fakat, bu anlamda herhangi bir çalışmaları olmadığını gördüğümü bir kez daha yüzlerine söyledim...

Kısacası beni ikna edememişlerdi...

Son günlerde HADEP'in yaptığı açıklamalara baktığımda, o günkü çizgilerinden "mek parmak" öteye geçemediklerini görüyorum...

Hala tabanları ve kurulu düzen arasındaki güven problemini çözebilmiş değiller...

Şu anki genel başkan Murat Bozlak da hala Apo için "PKK'nın genel başkanı" sıfatını kullanıyor. Türkiye'nin başına PKK terörünü bela etmiş ve yaklaşık 550 milyar dolarlık bir yara açmış Apo için idam cezasının kaldırılmasını istiyor...

Görünen o ki, haleften selefe geçen sürede HADEP'te genel başkanın adı hariç, pek bir şey değişmemiş...



<< Geri dön Yazıcıya yolla Favorilere Ekle Ana Sayfa Yap

Copyright © 2001, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır