Birisi evinize girse... Her yeri dolaşsa... Çekmecelere, dolaplara baksa... Sonra da kırmadan, bozmadan, bir şey almadan çıkıp gitse...
Ardından da telefon edip yaptıklarını anlatsa... Ne düşünür, ne hissedersiniz?
Telefonu yüzüne mi kapatırsınız? Tartışır mısınız? Küfür mü edersiniz? Tedirgin olur musunuz? Ne yaparsınız?
Peki benzeri bir kişi bilgisayarınıza girse... Bütün dosyalarınıza baksa... Yazıları okusa... Sonra da ICQ'dan mesaj atarak bu
yaptıklarını anlatsa... Temelde eve girmekten çok farklı olmayan bu davranış karşısında ne yaparsınız?
İkinci olay başıma geldi... Geçenlerde ICQ penceresi hop diye açılıverdi. "Siz gazeteci misiniz" diye soruyordu "Federal" nikli
arkadaş... Evet, dedim... ICQ'dan adımı okuduğunu sandım. Hayır, sadece tahmin etmiş!..
Şifremi çözmüş... Bilgisayarın dosyalarında dolaşmış... Gazetecilikle ilgili çok sayıda materyal olduğunu görünce de tahmin etmiş...
Peki bu durumda ne mi yaptım? Hiç! Soğuk kanlılıkla karşıladım... Çünkü hacker'lar böyledir... Şifreleri kırmayı, özel bilgilere
girmeyi severler... Bu nedenle kızmanın, küfretmenin bir manası yoktu... Şifreyi değiştirsem bile, zevk için yine kırıp, yine girecekti.
Sohbet ettik... Pek anlamlı değildi. Havadan sudan konuştuk. Sonra çekti gitti...
Derken geçen gün yine geldi... Biraz daha konuştuk. "Mübarek" kandilimi kutladı... Dini duyguları güçlü bir kişi intibaını bıraktı bende... Ama emin değilim!
İşte böyle... Siber dünya alışkanlıklarımızı olduğu kadar duygularımızı da değiştiriyor... Evimize girene kızıyoruz da, dosyalarımıza izinsiz girenlerle sohbet dahi ediyoruz!