Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Mayıs 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

İstediğim rolü oynuyorum; the secret'a inandım

18.04.2009
Nevra Serezli (Blanche/Gönül):..
- Sizi bu sette olmaya ikna eden ne?
- Ayol ne iknası, hemen 'Evet' dedim! (gülüyor) Armağan (Çağlayan) telefon açtı, 'Bir bölümlük konuk oyuncu rolü var, oynar mısınız' diyecek diye bekliyorum. "Blanche rolünü hatırlar mısınız, onu oynamanızı istiyorum," deyince bir sessizlik oldu. Çünkü yıllarca çok severek izlediğim, 'Bir gün oynarsam bu rolü oynarım' dediğim rolü teklif etti bana! Uçtum tabii...

- Gazetelerde dizinin çekileceğini duyunca 'keşke ben oynasaydım' diye iç geçirmişsiniz, öyle mi?
- Aynen öyle! İlk haber çıktığında içim burkuldu. Sanatçıların bir kıskançlık huyu vardır, güzel rolleri kıskanırız biz. Meryl Streep'i de, Helen Mirren'ı da kıskanırım! Çünkü aynı yaşlardayız ve onlar çok başarılı, çok güzel film teklifleri alabiliyorlar, bizim yaşımızda biraz zor oluyor öyle rollerden teklif almak. Dolayısıyla bu dizinin haberini görünce 'Ayy keşke ben de olabilseydim,' demiştim. The Secret'e inanmaya başladım.

- Gerçekten mi?
- Evet gerçekten, yukarıya yolladım.

- 'Niye sonradan geldim aklınıza' diye bozulmadınız mı, kırılmadınız mı?
- Hayır çünkü yola çıkış zaten sinemanın starlarını bir araya getirme esprisiydi. Dört tane tiyatrocu kadın diye yola çıkılsa, herhalde akla gelirdim ben de.

- Dizi sektörü yakışıklı jön, güzeller güzeli kadın oyuncudan ibaret değil duygusu da yaratmıyor mu bu proje?
- Böyle bir klişenin içine girmek, ille de 'güzel kadın, genç kadın, yakışıklı adam tutar' demek çok saçma; ne sinemada, ne tiyatroda buna inanmıyorum. İyi senaryo, iyi çekim, iyi oyuncular, kaliteli yapım her zaman yerini buluyor; o zaman güzellikler ve gençlik arka planda kalıyor. Hikâyeye, oyunculuğa konsantre oluyorsunuz tamamen. Bu dizi yıllar önce Amerika'da oynadığı zaman, bizim yaşlardaki kadınların başarısıydı. Burada da senaryo çok kuvvetli; çok mantıklı ve çok matematiksel yazılmış.

- Güncel göndermeler de var...
- Senaryo 80 yıllarının Amerikası'nda olanlarla tercüme edilirse hiçbir esprisi kalmaz ki! Başarı bugüne uyarlamak, bize yakınlaştırmakla olur.

- One minute esprisi bile olur belki!
- Akıllıca kullanılırsa neden geçmesin? Zaten senaryo haftalık yazıldığı için bu güncel espriler kaçırılmayacak sanırım.

- Blanche nasıl biri peki?
- Kendi güzelliğiyle, genç kalabilmesiyle, dünyaya tatlı bakışıyla öne çıkan bir tip.
Aslında göründüğü kadar boş ve lay lay lom bir tip değil, komedi unsurunu çıkaracağı için fazla kadınsı. Erkeklere düşkünlüğü sadece dilinde olan kadınlar var ya, biraz onlardan.
Erkeklere asılmaya meraklı ama arkadaşının sevgilisi söz konusuysa, 'Dur bakalım,' diyecek kadar da dürüst ve mert.

- Tiyatroda komedi oynamak, TV dizisinde oynamaktan farklı mı?
- Bence farklı.

- TV'de güldürmek daha mı zor?
- Çok zor! Tiyatroda bunu yapmak çok kolaydır; seyircinin enerjisini alır ona göre zamanı ayarlarsınız. Ekranda ise bunu ancak çok başarılı ekiple hissettirebilirsiniz.