Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Mayıs 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Fatma Girik rolünü anlatırken şunu söylüyor: "Bana göre dizinin her sahnesinde gözükmek önemli değil. Bir kere çık ama akılda kal! Safiye böyle bir rol işte..."

Belli bir yaşa gelince hayat bitmiyor, bu kadınlar da en doğrusunu yapıyor!

18.04.2009
Fatma Girik (Sophia/Safiye)..
- Siz dizideki huysuz ihtiyarsınız...
- Hiç izlemedim o diziyi, bilmiyorum.

- Teklif geldikten sonra bile mi?
- İzlemedim, çünkü hiç beni ilgilendirmiyor o dizi. Filmin konusu ilgilendiriyor sadece. Üç tane, bana göre zavallı kadın, aralarında da bir anne, hiçbir şeyden mutlu olmuyorlar. Anne de çok dobra bir kadın. Kendi kızına söylediği şeyleri ötekilere de söylüyor. O Amerikan ailesi, bu Türk. Ben Sophie değilim, Safiye'yim.

- "Tek şartla kabul ederim; Safiye'yi oynarım, kızım da Hülya Koçyiğit olacak," demişsiniz...
- Benim yerime koy kendini; hangisi kızım olabilir?

- Safiye'nin dobralığı aynı siz! Başka rolde düşünemezdim sizi...
- Ben kendime yakıştıramam ki! Zaten bana yakışmayan rolü de teklif etmezler. Fatma Girik bunu oynar, bilirler!

- 'Hiç izlemedim bu diziyi,' dediniz, sizi bu sette olmaya ikna eden neydi peki?
-
Hülya, Türkan, Filiz ve ben; dört yapraklı yonca olarak bu filme başlayacaktık, bir arada olacaktık, beni çeken şey buydu. Ama Filiz'in yerine Emel Sayın geldi, o gitti, Filiz bir daha geldi, bir daha gitti.

- Soğudunuz mu işten?
- Yoo ama bizden biri daha eksilseydi, o başka bir dizi olurdu, oynamazdım! Mesela her bölüme konuk oyuncu çağırıyorlar; koştura koştura gelip oynuyorlar. Böyle bir büyü bu işte!

- Kaç yıl oldu dizi yapmayalı?
- Gurbet Kadını, sonra Hasret'i yaptım. Bir buçuk sene oldu.

- Özlüyor musunuz ara verince?
- Yok canım, 52 seneden sonra neyi özleyeyim! 66 yaşımdayım, 14 yaşımdan beri oynuyorum...

- Siz hiç komedi oynadınız mı?
- Çok eskiden...

- Sit-com'da oynamak sizi ürkütmedi mi hiç?
- Bana 'Gel 18 yaşındaki bir kızı oynayacaksın,' deseler, 'Ne diyorsun ya,' derim. Ama Sophie gibi bir kadını oynamak korkutmaz. Niye korkutsun ki, ben sanatçıyım, her rolü oynarım.

- Sophie nasıl biri?
- Deli dolu, çok dobra, yeri geldiğinde kızına olmayacak laflar eden, kendiyle gırgır geçen biri.

- Ne kadar örtüşüyor sizinle?
- Bunu seyircinin söylemesi lazım ama öyle biri değilim pek.

- Setin en afacan, haylaz ve muzip karakteri sizmişsiniz! En önce siz hazırlanıyor, herkesi bekliyormuşsunuz...
- 52 senedir kimseyi bekletmedim. Gelirim, hemen makyaj yaptırır otururum. Çabuk çabuk olsun her şey, bitirelim evimize gidelim isterim.

- Güncel göndermeler de var, mesela taksiye biniyorsunuz ve 'Rabbim Etiler dedi,' diyerek patlatıyorsunuz espriyi. Arada sizin de eklemeleriniz oluyor mu?
- Oluyor da, ekletmiyorlar.
Halbuki yeri gelmiş, tak diye söylemişim, hoş bir şey. 'Boşver,' diyorlar. Boşverse boşver!

- İlk bölüme aldığınız tepkiler?
- Daha dışarı çıkamadık ki.
(Kahkahalar) Bir çıksak alacağız.
Gecenin bir yarısı gidebiliyoruz.

- Dizinin mesajı?
- Kadınlar bir yaşa geldikleri vakit, dul kaldıkları vakit hayat bitmiyor; o yüzden bu kadınlar doğrusunu yapıyor. Ekonomik durumları da iyi. Bunlara boşuna mı sordum; 'Siz motor musunuz?' diye! (gülüyor) Demek ki kadınlar arası dayanışma olduğu vakit her şey mükemmel olabiliyor.