kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
3 Mayıs 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Öldüren bir gerçek: Sahte içki

MÜJGAN HALİS
18.04.2009
Kemer'de tatil yapan üç Alman gencin metil alkol içeren sahte içkiden zehirlenerek ölmesi üzerine, Türkiye'de yaygınlaşarak artan sahte ve kaçak içki olayının perde arkasını araştırdık..
Almanya'nın Lubeck kentinde yaşıyorlardı. Hepsi de aynı meslek yüksekokokulunda öğrenciydi. Rehber öğretmenleriyle konuşup kısa okul tatilini güzel bir kaçamağa dönüştürmeye karar verdiler.
Komşuları olan Türk arkadaşları da, oraya tatile giden Alman arkadaşları da öve öve bitiremiyorlardı Kemer'in güneşini ve altın parıltılarıyla kaplı kumsallarını.
Çok merak ettikleri bu gizemli ülkeyi yakından görmek için hemen bir seyahat acentasının yolunu tuttular. Karşılaştıkları otel fiyatları çok cazipti, tam da onların öğrenci bütçelerine uygundu. Türklerin 'her şey dahil' dediği bu sistem, onlar için gerçek bir fırsattı. Bu kadar parayla değil başka bir ülkeye gitmek, Almanya'nın başka bir eyaletinde bile tatil yapmaları mümkün değildi. Birkaç otel seçeneğini değerlendirdikten sonra Kemer'deki Anatolia Beach Otel'de kalmaya karar verdiler. 22 Mart'ta Kemer'deydiler. Çantalarını otele atar atmaz, önce kendi doğdukları yerlere hiç benzemeyen Kemer'i keşfe çıktılar.
İlçede sanki her şey gelen yabancı konukların hayatını kolaylaştırmak ve onları mutlu etmek için dizayn edilmişti. Onlara 'güzel' gelen birçok ayrıntının, daha sonra hayatlarını karartacağı akıllarına bile gelmedi.
Akşama doğru otele yorgun argın döndüklerinde önce havuzda biraz serinlemek istediler, ardından da akşam barda buluşmak üzere sözleşip dinlenmek için odalarına çıktılar. Otelin barında sunulan içkiler de, Almanya'da ödedikleri 'her şey dahil' fiyatın içindeydi. Annebaba disiplininden ve bütün kontrollerden uzakta, eğlencenin bütün sınırlarını zorlamak için bundan daha uygun ortam olamazdı. İlk birkaç gün denizin tadını çıkardılar, kafalarına göre gezdiler, eğlendiler. Akşamları da rehber öğretmenlerinin uyarılarına rağmen, doyasıya içtiler. 25 Mart akşamı Almanya'da su niyetine tükettikleri biraya dönüp bakmadılar bile, onları ancak şöyle sert bir votka keserdi. Aralarından üçü The Old Black King adlı vokta şişesine dikti gözlerini ve garsondan masalarına votka servis etmelerini istedi. Tabir-i caizse içip, kendilerinden geçerek, sarhoş olmayı ve gırgır şamatayla tatillerinin ilk gününü anlamına uygun bir şekilde kutlamayı umuyorlardı. Sonra masaya Napoleon Brandy, Vodka İstanblue Premium ve Yekta Rakı geldi.
Ama orijinal şişelerdeki sıvılar, içmeyi hayal ettikleri şeyler değildi. Tadı gerçeğini çağrıştırsa da, şişelerin içinde bütün alkollü içkilerde yer alan etil alkol değil, öldürücü bir sıvı olan metil alkol vardı.
Fakat içtikleri 'şey'in onları öldürebileceği akıllarına bile gelmedi. İnsanların yedikleri-içtikleri bir şeyin sahtesinin üretilebileceğini düşünemediler. İçtiler, içtiler, içtiler. Sonra herkes odasının yolunu tuttu. Ertesi gün içtikleri içkinin etkisiyle geç saatlerde uyandıklarında, aralarından Rafael Neca'nın (21) uyanmamasını çok da sorun etmediler arkadaşları, ne de olsa tatildeydiler, "İstediği kadar uyusun," diye düşündüler. Akşam saatlerine kadar arkadaşlarından ses çıkmadı ama yine de akıllarına kötü bir şey gelmedi. Üstelik aralarında bazıları da kendilerini kötü hissetmeye başlamıştı. Ama akşam 18.00 civarında telefonunu açmayan Rafael'i iyiden iyiye merak etmeye başladılar, otel görevlisine odasının kapısını açtırdıklarında, karşılaştıkları cesedi soğumuştu bile. Tam bir şoktu yaşadıkları, diğer iki arkadaşlarını hastaneye kaldırmaları ve olayı ülkelerine haber vermeleri fazla vakit almadı.
İçtikleri içkinin sahte olduğunu öğrenmeleri uzun sürmedi, henüz hayatta olan iki Alman genç ilk uçakla Almanya'ya götürüldü ama onları da bekleyen son aynıydı.

GÖZLERİM BİR SÜRE KÖR KALDI

Birlikte tatile çıktığı üç arkadaşını yitiren Dustin K. (18) yaşadıkları anı Focus dergisine şöyle anlatıyordu: "Bizi zehirleyen iki şişe votkayı kola ile birlikte bir garsondan 25 avroya aldık. Yaptığımız karışımın tadı normal alkol gibiydi. Odaya gidince hemen yattım, o kadar kötüydüm ki, nasıl uyuduğumu hatırlamıyorum.
Gece kustum, sonra ertesi akşama kadar uyumuşum. Rafael'in öldüğünü o zaman öğrendim." Hastaneye götürüldüğünde bile uyanamadığını söylüyor Dustin, gözleri bulanıklaşmaya ve bir süre sonra hiç görememeye başlamış. Antalya'daki doktorların yerinde müdahalesiyle burnundan bir hortum sarkıtıldığını ve yarım litre rakı verildiğini anlatıyor. Çünkü metanol zehirlenmeleri ancak normal alkol ile tedavi ediliyor.
İçkilerden alınan numuneleri inceleyen Kemer Tarım Müdürlüğü laborantları The Old Black King etiketli vokta ile 70'lik Napoleon Brandy'de 'çok yüksek' oranda, Vodka İstanblue Premium'da ve Yekta Rakı'da 'yüksek oranda' metil alkol tespit emişlerdi. Adli Tıp, Rafael Neca'nın kanında da 370 miligram/desilitre'nin üzerinde metil alkolün olduğunu saptamıştı.
Olaydan sonra iki otel yöneticisi tutuklasansa da, sahte içki iddiaları yüzünden defalarca gözaltına alınan ve her defasında serbest bırakılan, Anatolia Beach Otel'e de içki tedarik eden Germiyan Gıda Pazarlama şirketinin sahibi Cengiz Emmez, sırra kadem bastı.
Kemer'de yaşanan skandalı Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın 2008 yılında yayınladığı rapor da doğruluyor.
Rapora göre Türkiye'de kaçak içki sayısı önceki yıla göre yüzde 200 artmış durumda ve Antalya başı çekiyor.
Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı Ahmet Barut ise, sahte içki üretiminin, ve ülkeye kaçak içki girişinin nedenini yüksek ÖTV oranlarına bağlıyor.
Haberin fotoğrafları