kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
29 Nisan 2009, Çarşamba
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat
Hollywood yapımları için ürettiği afişlerle tanınan grafik tasarımcı Emrah Yücel, Güneşi Gördüm filmi için, ikinci bir afiş daha tasarladı.

Afişte neyi görmek istersiniz ?

YEŞİM TABAK
28.04.2009
Güneşi Gördüm'ün 'yerli' afişi ve yeni olan 'Avrupai' afişi, sinemaya dair 'yerli' ve 'yabancı' beklentilerin altını çiziyor..
Sanat filmi, ticari film ya da 'ikisinin kırması'... Yönetmenin ve yapımcının seyirci avındaki tavrı ne olursa olsun, her yaklaşımın ayrı ayrı 'piyasa'sı mevcut. Misal, bu devirde (Uzak İhtimal'in yaptığı gibi) "bir müezzinle bir rahibe adayının aşkı" gibi bir konuya girerseniz, uluslararası festivallerin güncel politika konusundaki duyarlılığını okşamanız, çok yüksek ihtimal. Eğer tanınmış bir yönetmen değilseniz, festivallerin kaotik ortamında, katalogdaki yüzlerce film arasından dikkat çekmek çok zor. İki satır konu özeti ve bir görselle işinizi görmek durumundasınız. Ne kadar çok sinema yazarının dikkatini çekmeyi başardığınız, medyada da o ölçüde yer alacağınız anlamına geliyor. Büyük festivallerin market gösterimlerinde borsacılar gibi telefonda konuşup filmleri "iş yapar" ya da "yapmaz" şeklindeki ivedi kararlarla bazen yarım saat içinde terk eden dağıtımcıları cezbetmek için de, filmin 'elini çabuk tutması' şart. Reklamın birinci adımı, elbette afişler. Sıkı bir festival takipçisi, filmin kokusunu birçok kez afişten alacak (en azından aldığını sanacak) kıvama gelmiş oluyor. Güneşi Gördüm'ün Türkiye vizyonu için hazırlanan iki afişi vardı. Mahsun Kırmızıgül bunlardan birinde, olabilecek en gariban bakışıyla çocuklarına kol kanat geriyor, birinde ise yeni doğmuş bebeğini Güneş'e doğru havaya kaldırıyordu. Bu görseller, Batılı değerler sistemine karşı en büyük kozu olarak aile bağlarını görmek isteyen Türk halkını, 'gözyaşları içinde' sinema salonlarına çağırdı. Hollywood filmlerine hazırladığı afişlerle tanıdığımız Emrah Yücel'e uluslararası festivaller için tasarlatılan yeni afişte ise, Cemal Toktaş'ın canlandırdığı travesti, Galata Köprüsü'nün üzerinde onu vurmaya hazırlanan kardeşlerine, jartiyeri ve makyajıyla meydan okuyor.

GÜNEŞ AFİŞTEN GİDİYOR
Filme tez elden ilgi çekmek durumundaki yapımcıların mantığını anlamak zor değil. Ne de olsa travesti karakterler, her daim film festivali programlarının en hatır sahibi gediklilerinden olmuştur. Güneşi Gördüm ekibinin itinayla dikkate aldığı nokta, Türk ve Avrupalı seyircinin beklentisini, veya bu konuyla ilgili kafamızdaki klişeleri ortaya koyuyor. O da şu ki, kışkırtıcılık, memleket sınırları içinde sanattan beklenen son şey. Bunun yerli / yabancı afişlerde açığa çıkması, kendi başına fazla önem arz etmeyebilir. Kırmızıgül'ün filmin yerli afişindeki bakışından daha acıklı olan, sanat üretimine de çoğu kez aynı mantığın buralarda hâkim olması.