kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
25 Nisan 2009, Cumartesi
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat

Üst düzey İtalyan ziyafeti

DENİZ ERBİL
10.04.2009
İstanbul'da küllerinden yeniden doğan Bice'nin mutfağında, yaza kadar her ayın son haftasında Michelin yıldızlı İtalyan şefler konuk ediliyor. İtalyan usulü yemek şöleninin faturası doğal olarak yüksek..
Bir restoran ömrünü doldurup kapandığında, sonsuza dek yeme içme sahnesinden silinir. Bunun bildiğim tek istisnası Bice. Bu isimle Nişantaşı'nda, Abdi İpekçi Caddesi'nde 1997'de açılan şık restoranda akşam yemeği yemek isteyenler ya çok erken saatte ya da geç vakit masa bulabiliyordu, çünkü rezervasyonlar iki vardiya halinde yapılıyordu. İstanbul'da akşam yemeğine çıkanların tercih ettikleri saat dilimi, 20.30 - 21.00 civarıdır. Saat 19.30'dan önce ya da 22.00'den sonra kendilerine masa verilebileceği söylendiğinde keyifleri kaçar. Çünkü biz yemeğe birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi tiyatro ya da konser öncesi ve sonrasında gitmeyiz. Bizde müşteriler bütün bir geceyi doldurmak için restorana giderler, yerlerini kendilerinden sonra geleceklere bırakmak hoşlarına gitmez. Eski Bice, hızlı yükselişin ardından ekonomik krizde, 2000'lerin başlarında kapısını kapatmıştı.

83 YILDA 40'TAN FAZLA ŞUBE
Oysa köklü bir İtalyan restoran zinciri Bice ve dünyada 40'ın üzerinde şubesi bulunuyor. 1926'da Milano'da açılan ilk Bice, 1970'lere gelindiğinde başta ünlü modacılar olmak üzere İtalyan sosyetesinin uğrak yeri haline gelmiş, 1990'lardan itibaren bu restoranın başarılı yemek konsepti dünyaya yayılmaya başlamıştı. Bice'nin Türkiye'deki şanssızlığına aldırış etmeyen Süzer Grubu, bir yıl önce Bice'yi tekrar İstanbul'a getirdi. Bu kez Dolmabahçe'deki Süzer Plaza'nın alt katında, Margaux adlı şık restoranın yerinde hizmete girdi. Yeni Bice, eskisinin hatalarından ders almış görünüyor. Öncelikle çifte vardiyalı rezervasyon anlayışına son verilmiş. Papermoon'dan gelen restoran müdürü Erol Usta iyi ve güler yüzlü bir servis ekibini bir araya getirmiş. Geçtiğimiz günlerde restorana konuk olarak gelen Michelin yıldızlı İtalyan şef Fabio Barbaglini'nin mönüsünü tatmak için ilk kez Bice'de yemek yedim ve bu kadar zaman burayı ihmal ettiğim için kendimi kınadım. Evet, şef Fabio'nun yemekleri çok iyiydi ama acaba restoranın kendi mönüsü nasıldı? Bunu öğrenmek için bu kez iki arkadaşımla birlikte tekrar gittim.

PİZZA BAŞARISIZ

Masaya önce küçük ezme domates ve ezme zeytin tabaklarıyla, içine kaliteli balzamik sirke katılmış sızma zeytinyağı, getirildi. Ben yemeğe bakla çorbasıyla başladım; nefisti. Şef, krema kullanmadan çok iyi bir lezzet dengesi yakalamıştı. Ardından İtalyan usulü dana incik, 'osso buco' ısmarladım. Bu İtalyanca ismin anlamı 'delikli kemik'. Kalın bir incik dilimi ortasındaki kemiğin içindeki ilik zarar görmeden pişiriliyor, yanında küçük bir kaşıkla servis ediliyor. Önce iliği kaşıklıyor, sonra yumuşacık ete geçiyorsunuz. Restoranın osso buco'su da mükemmeldi. Daha da hoşu, etin 'hakiki safran' kullanılarak hazırlanmış, pişerken portakal ve limon kabuğu rendesiyle daha da aromalanmış bir rizotto ile sunulmasıydı.
Bir arkadaşım önce jambonlu pizza ısmarladı, sonra yumurtayla kızartılmış dana bonfile dilimleri söyledi. İtalya'nın Provola peyniri katılarak yapılmış patates püresi ve porçini mantarıyla servis edildi. Et çok başarılıydı. Pizzaya gelince; bu kalitede bir restoranın pizzayı asıl işi pizza yapmak olan pizzacılara bırakması daha yerinde olacaktı. Diğer arkadaşım ise önden İtalyan pastırması Breasola, enginar ve cherry mozzarella peyniriyle yapılmış limon ve zeytinyağı soslu salata, ardından ısırgan otu, trüf mantarı, ceviz ve domatesle hazırlanmış tagliolini söyledi. Bunlar da kusursuzdu. Tatlı olarak, bardakta tiramisu, böğürtlengillerle yapılmış bir sosla sunulan panna cotta denen bir tür muhallebi ve daha önce Michelin yıldızlı şef Fabio'nun mönüsünde tattığım hurma tatlısını paylaştık. Yaza kadar her ayın son haftasında Michelin yıldızlı İtalyan şefleri konuk etmeyi sürdürecek olan Bice, İstanbul'un pahalı restoranlarından... Yanında birer kadeh Türk şarabıyla üç kişi 280 TL hesap ödeyerek ayrıldık. Ancak gerek mekân, gerekse servis ve yemeklerin özgünlüğü ve kalitesi bu fiyatı hak ediyordu. Küllerinden yeniden doğan Bice, üst düzey restoranlarımın en iyilerinden. Umarım bu kez ömrü çok daha uzun olur.

Beğendiklerim:
Servis ekibi çok başarılı. İtalyan mutfağının özgün bir anlayışla sunulan örnekleri de kaliteli ve lezzetli. Burası kentin en iyi üst düzey restoranlarından.

Beğenmediklerim:

Pizza İtalya'da restoranlarının değil, pizzacıların işidir. Burada da pizza pek başarılı değildi. Tiramisu da aşırı soğuk servis edilmişti. Ama bu kadar kusur kadı kızında bile bulunur.
Haberin fotoğrafları