kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
17 Nisan 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Üvey Karım, gülüp iyi vakit geçirmek isteyenlere önerilir.

Abdullah Şahin Denen Bir Adam

ATİLLA DORSAY
ATİLLA DORSAY
26.03.2009
En baştan başlayayım. Nazan Şoray benim için hep esrarengiz bir kadın olagelmiştir. Türkan Şoray'ın sevgili kızkardeşinin, ablasının büyük ününe karşın, üstelik neredeyse onun kadar güzel olduğu halde aynı ölçüde popüler olamaması, adının yarım kalan heveslerle hatırlanması beni hep şaşırtmış ve onu daha iyi tanıma arzusu vermiştir.
Onun için, geçenlerde ondan bir telefon alıp da şimdi tiyatroyu denediğini öğrenince, oyun için yaptığı davete hemen koştum. Ve bu sayede, yıllardır bildiğim, ama hiç gidip izlemediğim bir tiyatro topluluğunu, Abdullah Şahin Halk Tiyatrosu'nu Üvey Karım adlı yeni oyunlarında izledim.
Hatırlıyorum: 70'li yıllarda, tiyatro alanımız bir yanda aydın, entelektüel ve de siyasal ağırlıklı, öte yanda kendini tümüyle halka adamış komedi ustalarının varolduğu ve bu iki alanın birbiriyle hiç kesişmediği bir görünüme sahipti. Bir aralar nasıl olduysa oldu, bir grup sanat ve kültür yazarı bu halk tiyatrosuna büyük ilgi duyduk.
Özellikle de sevgili Nejat Uygur'a.
Cumhuriyet'te ben, Milliyet'de Zeynep Oral ve daha birkaç yazar, onun oyunlarına gitmeye koyulduk. Ne kadar haklı olduğumuzu zaman gösterdi.
Sonraları TV de bu olaya büyük katkıda bulundu. Gazanfer Özcan'dan Levent Kırca'ya birçok sanatçı, ancak TV aracılığıyla ün yaptılar, kitlelere mal oldular. Çok da iyi oldu. Ama bir zamanların 'Nokta ile Virgül'ünün noktası Abdullah Şahin sanki TV'den yararlanmadı ve biraz kıyıda-köşede kaldı.
Ne hata! Onu izlerken, ancak büyük komedyenlere has tüm özellikleri buldum: Yüzü kadar bedenini de kullanıyor, sürekli tuluat yapıp günün tam içinden espriler çıkarıyor, metinle gönlünce oynuyor, 'timing' (zamanlama) denen şeyi çok iyi biliyordu. O tam bir sahne canavarı, bir güldürme ustasıydı.
Yalçın Kaftanoğlu'nun oyunu biraz yabancı koksa da iyiydi, hoştu. Ferdi Atuner, Muhlis Asan, Ortans Kıvanç gibi deneyimli, Fulden Akyürek, Oylum Şahin gibi genç oyuncular. Ve de sanatın başka alanlarından tanıdığımız, ama sahnede 40 yıllık tiyatrocuya dönüşmüş Nazan Şoray ve de Soner Arıca. Belki çok 'ciddi' ve sanatsal olmayan, ama tiyatroyu halka, kitleye sevdiren bir çaba. Salonun doluluğundan da belli olduğu gibi... Biz çok iyi vakit geçirdik.
Adres: Profilo Alışveriş Merkezi, Mecidiyeköyİstanbul
Tel: (0212) 217 70 97- 98