kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
17 Nisan 2009, Cuma
Sabah
 
Haberler Spor Günaydın Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Günaydın Cuma Cumartesi Pazar Emlak Buzz
 
24 Saat
24 Saat
Ressam Dikbaş'ın adı, babasının Nâzım Hikmet tutkusundan, soyadı ise İngiliz annesinden kaynaklanıyor.

Bu galerideki yüzler, izleyicilerini bekliyor

EVRİM ALTUĞ
05.03.2009
Çevirmen, DJ ve ressam Nâzım Hikmet Richard Dikbaş'ın 'Henüz iyi Yönlerimi Görmediniz' sergisinde, sokaktaki insanların portreleri bir araya getirilmiş. Ressam sergisi hakkında, "Resimler burada, izleyici orada. İstiyorum ki, karşılıklı yer değiştirebilsinler," diyor..
Nâzım Hikmet Richard Dikbaş'ın 'Henüz İyi Yönlerimi Görmediniz' adlı kişisel sergisi, Galeri Splendid'de 21 Mart'a kadar devam edecek. Sergide, sanatçının kâğıt üzerine çizim ve resimleri, ayrıca 17 pirinç levhadan oluşan Duyuruya Gerek Kalmadı (An Announcement Will Be Made Later) adlı bir çalışma dizisi daha yer alıyor.
Bağımsız yargılarla yüklü İngilizce ve Türkçe bu çalışmalar, Dikbaş için, sergiye gelen izleyicide çevirinin karşılığını bulup bulamamasıyla da ilgili bir kültürel ve görsel test alanı vaat ediyor. Dikbaş, izleyicisinden dikkat talep ettiğini gizlemiyor.

RÖVANŞ GİBİ BİR ŞEY
Profesyonel bir çevirmen olan ressam, "Bir çeviri okuduğun zaman, onun kafanda çağrıştırmaya başladığı dünyalar ve koparttığı fırtınalar o kadar çok ki... Örneğin ben, iki anadile sahip olan biri olarak, öteki dile geçene kadar bir sürü şeyin olup bittiğine tanık oluyorum. Tabii ki bu geceler boyunca yaptığım ağır çevirilerle ilgili ve ben de şakayla karışık olarak bu duruma rövanş gibi bir şey getirmek istedim," diyor.
İşin ilginç yönü, sadece Türkçe veya sadece İngilizce bilen bir insan için, sergideki levhalardaki metinlerin çok da bir şey ifade etmemesi. Sanatçı bu durumu, "Bazı insanlar vardır; bir dili öğrenene kadar, onu mükemmel biçimde konuşmak adına hiç konuşmamaya bir de araç kutusu gibi bakıp, ihtiyacı olduğu kadarını kullanan bir insan türü vardır. Onu alır, çatır çatır kullanır," diye ifade ediyor.
Sanatçı, sergisi için tetikleyici olan bir unsurun da, sergilediği bu portrelerdeki ifadeler olduğunu aktarıyor. "Yüz çizmeyi seven ve üzerine giden birisiyim," diyen Dikbaş, seçtiği figürlere temel olan fotoğraf kalitesi, seçilen kişinin hikâyesi ve yer aldığı haber gibi unsurların da ayrıca etkili olduğunu belirtiyor. "Sergide gördüğünüz kimi figürler mağdurlar kimiyse zaten artık yaşamıyor," diyen sanatçı, bu kapsamda ölü insanların hayat hikâyelerini de etkinliğe dahil etmeden yapamamış. Dikbaş, serginin yarattığı ifade ve kişilik yelpazesinin ne anlama geldiğini ise şöyle "Ben bu yüzlerin hepsini bir yerde kendim olarak da düşündüm. Bunların hepsi benim ve öyleyimdir de. Bunların hepsi aynı olmaz, ama bizim kimlik diye belirlediğimiz şey, tek frekanslı birşey değil ki! Bir gün öylesindir, bir gün böylesindir.
O yüzden de çizdiğim bu suretlerde en çok önemsediğim şey, onların ne söyledikleri değil; aslında kafalarından neyin geçtiği. Çünkü bu insanların çoğu aslında sessizler. Zaten bu kapsamda ben de izleyiciden bunu bekliyorum. Resimler burada, izleyici orada. İstiyorum ki hemen yer değiştirsinler. O o olsun. Çok istediğim bir şey bu.
Bu nedenle ben her seferinde kendimi çizmeyi de çok seviyorum. Nasıl çizersen, neyi çizersen çiz o sensindir çünkü. Ve değilsindir de."
Haberin fotoğrafları