kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
12 Nisan 2009, Pazar
Sabah
 
Haberler Spor Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Magazin Sağlık Televizyon Yazarlar Kültür Sanat
 
24 Saat
24 Saat
Meral Okay Tolga Karel

Benim yakınım olsaydın seni evire çevire döverdim

10.04.2009
Meral Okay'dan Tolga Karel'e sıkı fırça: Motosiklet üstünde görüntülerinizi hatırlıyorum. Eğer yakınım olsaydınız, sizi evime alırdım, evire çevire döverdim! Üstelik üstünüze de tazyikli soğuk su püskürterek.....
Meral Okay ve Beyazıt Öztürk önceki gece birlikte sundukları 'Nası Yani' adlı programda, 'Yaprak Dökümü'nde rol alan Tolga Karel'e sıkı bir 'ayar' çekti. Televizyon Gazetesi'nin haberine göre; Okay ve Öztürk programda, Karel'in basına yansıyan 'dövülme' ve 'alkollü' görüntülerini hatırlatarak bol bol ders verdi. Karel mazeretlerini sıraladı ama sonunda pes etti. İşte üçlü arasında geçen ilginç diyalog:

SIKI 'AYAR' ÇEKTİLER
* Meral Okay: Başarılı bir oyuncusunuz... Etrafınızda ailenizden ya da çok yakın dostlarınızdan kimse yok mu? Yani "Tolgacım şunu şöyle yapsak" diyen kimse yok mu? Ateşin altını kısan insanınız var mı, yoksa onlar gelip hababam ateşi körüpleyip "Yürü koçum kim tutar seni" mi diyorlar?

* Tolga Karel: O öyle değil ama bakın şöyle bir durum var: İnsanın adı çıkacağına, canı çıksın diye de bir tabir vardır ya...

* M.O.: Yani eğer siz benim yakınım veya akrabam olsanız, ben size bunları yaptırtmazdım.

* T.K.: O zaman beni nüfusunuza alır mısınız?

* M.O.: Alamam çok geç! Bu saatten sonra yapacak birşey yok.

ÖZEL HAYATIN ÖZEL KALMALI!
* Beyazıt Öztürk: Meral'le (Okay) oturup konuşmalısın...

* M.O.: Çünkü ileride bu aktörlük mesleğini sürdürebilmek istiyorsanız, başka rollere de talipseniz, hayatınızın bazı yerlerini istemeden de olsa kontrol altında tutmanız lazım. Özel hayat size ait bir özel hayat değildir. Gerçekten onu özel koruma halidir de...

* B.Ö.: Yaşadığın bir olay öyle kalmıyor ki... Bir kayda alınıyor, bir daha istemediğin yerlerde çıkartılıp gösteriliyor.

* M.O.: Yetenekli bir oyuncusun ama bu yetenekli oyuncunun bu yeteneğini, o sokak haylazlıkları kapar diye endişe ediyorum. Geriye o senin oyunculuğun kalmaz algıda. O haylaz çocuk kalır.

* T.K.: Öyle bir durumumuz var. Bu işin yetenek tarafını anladım ama şöhret ve diğer tarafını biraz geç anladım.

* M.O.: Bir de hep mi senin başına geliyor sevgili kardeşim? Kızlar sana saldırıyor seni dövmeye kalkıyor, oğlanlar sana saldırıyor, seni dövmeye kalkıyor! Birazcık da şiddeti davet eden bir fütursuzluğun var mıdır acaba?

* T.K.: Yani normalde çocukluktan gelen bir yaşam tarzım yoktur aslında. Bilmiyorum işin bir büyüsü var... Bazı böyle oyunları medya da oynamayı sever. Renklisinizdir, bir hareket yaparsınız, o, on şekilde olur... Gerçekten bir gün gelin benim ev tarzıma bir bakın...

* M.O.: Yok ben gelmem, kamera var senin evinde. Başımıza ne geleceğinin garantisi yok. (Gülüşmeler...)

*
T.K.: Hayır, hayır! Bu şimdi çok arada bir durum oldu tamam ama alkol tedavisi görüyor diye çıktı mesela... Öyle bir hayatım yok açıkçası! Ben de 30 yaşındayım. 30 yaşındaki bir adam kadar yaşıyorum... Ekstra öyle bir yaşantım yok yani...

* M.O.: Ben sizin motosikletli görüntülerinizi hatırlıyorum bir eğlence yerinin önünde. Eğer siz benim yakınım olsaydınız, ben sizi evime alır, evire çevire döverdim.

* T.K.: (Gülüyor) Sizde mi?

* M.O.: Ve üstüne tazyikli soğuk su püskürterek üstelik.

* B.Ö.: Senin evde böyle demek ki? Senin eve de gidilmeyecek yani...

* M.O.: Nasıl fütursuz biliyor musun? Motorsikletin üstünde, kafa binbeşyüz ve hababam öndeki arabaya çarpıyor, "Hadi bakalım ne yapacaksın?" diyor.

* B.Ö.: Aslında işin garip tarafı şu: Hayattan bir tokat yersin. Yediğin tokatın değerini bilip bilmemekle ilgili bir durumdur. En azından böyle bir karede canın sıkıldıysa bu bile yeter. Böyle bir şeyin bir daha başına gelmemesi açısından. Yine özgür tavrını devam ettir. Ona da ihtiyaç var. Öteki türlü bastıra bastıra da gidemezsin.

BANA KİMSE YOL GÖSTERMEDİ
* T.K.: Sadece şu var, ben bu yola başladığım zaman kimse bana yol göstermedi. Ben de Beyaz gibi bir polis çocuğuyum... Dolayısıyla mücadele ettim ve buraya kadar getirebildim kendimi ama işin şöhret kısmını, tanınma kısmını size konservatuvarda öğretmiyorlar. Programın sonunda Tolga Karel, Beyaz ve Okay'ın uyarılarından feyz alacağını belirtti. Beyaz'ın esprisi ise gecikmedi: "Feyz almazsan zaten bekliyor yani! (Tokat atar gibi hareket yapıp Okay'ı gösteriyor) Hem de tazyikli suyla beraber... bekliyor