kapat
Anasayfa
|
E-gazete
|
Sarı Sayfalar
|
Arşiv
|
Üye Ol
|
Üye Girişi
|
English
|
Kırmızı Alarm
  
5 Nisan 2009, Pazar
Sabah
 
Spor Günaydın Ekler Dosyalar Servisler Multimedya Astroloji Kültür-Sanat İşte İnsan Emlak Çocuk Yazarlar Çizerler
Gündem Siyaset Ekonomi Yaşam Dünya Teknoloji Turizm Otomobil
 
24 Saat
24 Saat

Meclis'te Kürtçe yemin Türkiye'yi ayağa kaldırdı

Nur Batur
05.04.2009
Leyla Zana tepkiler arasında çıktığı kürsüde yeminin sonunda Kürtçe, "Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği için ediyorum" dedi. Meclis ayaktaydı..
Bu arada salonda ikinci isim okundu. Mehmet Salim Ensarioğlu: "Yok." Yine devam: "Fehmi Işıklar, Mehmet Kahraman, Salih Sümer, Mahmut Uyanık, Sedat Yurttaş." Tek tek gelip ant içtiler. Hiçbiri kriz çıkarmadı. Ama sıra Leyla Zana'ya gelince salon yeniden dalgalandı. Zana kürsüye yürüdüğü sırada başına "Yeşil kırmızı sarı renkli bir bant takmıştı. Herkes bu üç rengin PKK Terör Örgütünün bayrağı olduğunu biliyordu. Tabii kıyamet koptu. O gün yaşananları rahmetli Erdal İnönü'ye de sordum. Zana, Kürtçe yemin etmeye başlatınca neler hissetmişti? " 'Eyvah' dedim. Çok üzüldüm. Demirel'le koalisyon müzakereleri yapıyorduk. Vazgeçebilirdi. O gün Başkan da Kürt kökenliydi ama bunları susturdu ve tekrar yemin ettirdi. Fakat çok büyük tepki oldu. Salondan çıkınca 'Bunu yapanlar partimizden değildir' dedim ama partiden çıkartmaya gitmedik. Daha önce Disiplin Kurulu onları çıkardığı için 'Güneydoğu'da SHP Kürtlere karşıdır' kampanyasına yol açmıştı. Onun için yaptıkları şey olmayacak bir şeydi ama ben yine de 'Çıkartmayalım onlar ayrılsınlar' dedim. Kendileri ayrıldılar. Fehmi Işıklar, Mustafa Baştürk kaldı. Işıklar Meclis Başkan vekili de oldu.."

EŞİ BELEDİYE BAŞKANI
Yeniden 6 Kasım 1991 gününün sıcak saatlerine dönelim. Leyla Zana Silvan'lıydı. 14 yaşındayken bölgenin büyük ailelerinden birinin oğlu olan Diyarbakır Belediye Başkanı Mehdi Zana'yla evlendirilmişti. 5 yıl sonra kocası "Kürtçülük ve Bölücülük" suçundan cezaevine girmiş, çoçuklarıyla yalnız kalmıştı. Kocasının hapiste yattığı 14 yıl onun için okuma yazmayı öğrendiği yıllar olmuştu. Leyla Zana başında PKK bayraklarının renklerinden oluşan saç bandıyla kürsüye yürürken 14 yılın hıncını almak ister gibiydi. Zana yerinden kalktığı anda DYP ve ANAP sıralarından bağırmaya başlamışlardı bile: "Çıkar onları. Çıkar onları "Zana aldırmadan süratle kürsüye çıktı, göğsündeki PKK bayrağının renklerini taşıyan mendili açtı, önündeki metni süratle okudu: "Devletin varlığını ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü... Anayasaya sadakatten ayrılmayacağıma... Namusum ve şerefim üzerine ant içerim." DYP ve ANAP sıralarındaki bağırışmalar ve sıra kapaklarına vurmalar şiddetlenmişti: "Göğsündeki bayrağı indir... İndir onu..." Yeminin sonuna doğru gürültüden Zana'nın ne dediği hiç anlaşılmıyordu artık. Zana son bir şeyler söyledi. Kürsünün önünde oturan stenograflar o anı şöyle kaydediyorlardı: "Hatip tarafından bilinmeyen bir dille birtakım kelimeler ifade edildi.) Sıralara vurmalar, gürültüler..." Stenografların "bilinmeyen bir dille" diye not ettikleri Kürtçeydi ve Zana şöyle diyordu: Vessondi jubu bratiya gelin Turku Kurt dıkım." (Aslı: Vsondji bo bratgelTirk û Kurd dikim) Yani "Bu yemini Türk ve Kürt halklarının kardeşliği için ediyorum" demişti. Stenograflar ne dediğini anlamamıştı. Kürsünün önüne fırlayan bazı milletvekilleri bağırıyor, oturanlar sıra kapaklarına vuruyordu..

BAKAR MISIN KIZIM!..
Tutanaklarından aktarıyorum : Başkan Septioğlu: Bir dakika . Bakar mısın kızım? Mahmut Öztürk: Burası Türkiye Cumhuriyeti. Salih Sümer: Mahmut ayıp ayıp (DYP ve Anap sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler.) Adnan Keskin: Otur yerine (DYP ve SHP sıralarından ayağa kalkmalar gürültüler.) Azimet Köylüoğlu: Devam edin Sayın başkan Neyi bekliyorsunuz?" Salon iyice karışmıştı.. DYP ve SHP'lilerin bazıları ayağa fırlamış, karşılıklı ağız dalaşına girmişlerdi.. Başkan Septioğlu Zana'ya çok kızmıştı, "Efendim siz ikinci defa çağırdığımızda gelip yemin edeceksiniz" diye çıkıştı. Zana bir kez daha süratle yemini baştan sona süratle okudu ve yine sonunda yine "Vsondji bo bratgelTirk û Kurd dikim" dedi. Salon gürültüden yıkılıyordu. Kan ter içinde kalan stenograflar yine "Hatip tarafından bilinmeyen dille birtakım kelimeler ifade edildi" diye bir not düştüler. Artık iş iyice çığrından çıkmıştı. Salonda kelimenin tam anlamıyla kıyamet kopuyordu. Herkes bağırıyordu. Olay traji-komik bir hal almıştı. Stenograflar ise havada uçuşan lafları yakalamaya çalışıyordu.

"BİZE KÜFRETTİ"
Nabi Poyraz:
Sayın Başkan ne dedi belli değil ki... Yücel Seçkiner: Bize küfrettti. Başkan: Efendim, yemin işlemi devam etsin, biz zaptı isteyip bakacağız, zapta göre hareket ederiz. İrfan Demiral: Yeminin geçerli olmadığını lütfen zapta geçirin.. Başkan: Efendim zapta bakıldıktan sonra karar verilecektir. Ercüment Konukman: Stenograflar Kürtçe bilmiyorsa bunu nasıl zaptedebilirler. Bu yemin olmaktan çıkmıştır. Ara verelim. Başkan: Oku.. oku.. Sen oku.. Yine milletvekilleri kürsünün önüne yığılmış, bağırıyorlardı. Oturanlar da sıra kapaklarına vurarak protesto etmeye devam ediyordu. Yaşlı başkan iyice bunalmıştı. "Birleşimi zabıtlar gelinceye kadar 10 dakika ara veriyorum" deyip ayağa kalktı.
Haberin fotoğrafları